Evapsie Harry Potter ve RPG'nin birleştiği adres(: |
|
| 1. Dersimiz (Offline) | |
|
+5Linda Bennoda Anthony Tate Fidelio Peyton Holly Sawyer Lajita Veronique Bickle Rosepery Dé Querin 9 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Rosepery Dé Querin Tılsım - Muska Profesörü
Mesaj Sayısı : 24 Ruh Hali : Nereden : Antalya
Seviye RP Puanı: (90/100)
| Konu: 1. Dersimiz (Offline) Salı Ağus. 18, 2009 2:05 am | |
| Kolumdaki saat sabahın sekizini gösteriyordu. Yatakta olmam gerekirken hala kütüphanede dersim için araştırma yapıyordum. Hogwarts'ta ki ilk derslerimden biri olduğu için hazırlıklı gitmeliydim. Dağılmış saçlarımı düzelterek elimdeki kitabın sayfalarını çevirdim. Hem kitabı okuyordum hem de küçük bir kağıda notlarımı alıyordum. Bir anda dışarıdan gelen öğrenci seslerini duydum. Büyük ihtimalle hepsi sabah kahvaltısına gidiyordu. Kalkma zamanımın geldiğini düşündüm bir an için. Yavaşça kitabı kapatıp, karşımdaki dolabın rafına koydum. Notlarımı çantamın içine atarak ayağa kalktım. Üzerimdeki mavi, sıfır kollu, fırfırlı etekli elbiseme baktım. Hala çok hoş görünüyordum. Ayrıca ayağımdaki beyaz topuklu ayakkabılar bana ayrı bir hava katıyordu. Gülümsedim ve kütüphaneden ayrıldım.
Adımlarımı hızlandırırken etrafımdaki öğrencilere de gülümsemeyi ihmal etmiyordum. Onlar benim için çok değerliydi ve birinin bile güvenini kaybetmek istemiyordum. Hogwarts koridorları bugün için bana çok sıcak ve masum geliyordu. Acaba öğrenciler ders çalışıyor diye mi? Kim bilir? Belki de... Büyük Salon'un kapısının önüne geldiğimde içerisinin tıklım tıklım olduğunu gördüm. Kapıdan geçerek masama doğru ilerledim ve gördüğüm bütün profesörlere ''Günaydın'' diyerek sabah görevimi tamamladım. Kahvaltı masama gelerek oturağıma oturdum ve kahvaltımı yapmaya başladım. ''Afiyet olsun'' diyerek herkese gülümseyen bir bakış attımç. İçerisi gittikçe doluyordu ve herkes kahvaltısını bitirmek için yarışıyordu. İçeriyi izlerken kahvaltımı bitirdiğimi fark ettim ve salondan ayrılmak için masadan kalktım. Öğrencilerin arasından zor bir şekilde sıyrılarak dersliğime doğru ilerlemeye başladım.
Bir müddet sonra kendimi derslikte buldum. İçeriye girince bütün öğrencilerin içeriye benden önce geldiklerini fark ettim. Onlara da gülümseyerek ''Günaydın'' dileklerimi gönderdim. Masama çantamı bırakarak öğrencilerin karşına geçtim ve konuşmaya başladım. ''Evet ben Tılsım / Muska Profesörünüz Rosepery Urielis Leglast. Bu yıl ve ilerleyen yıllarda dersleri birlikte işleyeceğiz. Eğer sormak istediğiniz sorular varsa mümkünse dersten sonra beni bularak sorunuz. Şimdi hemen derse geçmek istiyorum. Tüy kalemleriniz ve parşomen kağıtlarınız hazır olduğuna göre başlayabilirim.'' diyerek derin bir nefes aldım ve konuşmamı sürdürdüm. ''Bugün sizlerle birlikte tılsım ne demek onu işleyeceğiz. İlerleyen derslerde de birlikte büyüler yapacağız. Buralar önemli olduğu için lütfen not almayı ihmal etmeyiniz. Evet. Esrarlı bir kuvvet taşıdığına, tabiatüstü gücü bulunduğuna, birtakım sırlar sakladığına inanılan şeye; Tılsım’ denir. Tılsım, insanları koruduğuna veya uğur getirdiğine inanılan tabiat veya insan eseri olan nesnelerin tamamını içine alır.Tılsım evrenseldir. Ülkelere ya da krallıklara ait değildir ve sahiplenilmez. Tılsımı dinden uzak tutmak ve onu din ile karıştırmamaya özen göstermek gerekir. Bazı kadınların başlarına taktıkları metal süs eşyasına da tılsım denir. Baş süslemelerinde kullanılan tılsımın, kişiyi, nazar, iftira ve kötü ruhlardan koruduğu bilinen bir gerçektir. Tılsım gümüş, altın vb. değerli metallerden yapıldığı gibi, bunların taklitlerinden, mücevherlerden, deniz kabuklarından da olabilir. Tılsım genellikle büyünün etkisini sağlayan araçları ifade eder. Define vb. gizli şeyleri bulmak, kapalı yerleri açmak için ehlinin bildiği sözlere veya vasıtalara da tılsım denir. Bulaşıcı hastalıkların tesirini önlemek ve insanlarla hayvanların kötülüklerinden korkmamak için de tılsım yapılır.'' diyerek öğrencilerin notlarını tamalamalarını bekledim. Hızlıca ilerleyerek masasına geçtim. Kolumdaki saatime baktım. Ders bitmek üzereydi. Bir an önce ödevleri vermeliydim. ''Dersimiz burada bitmiştir. Bir sonraki derse ödeviniz Muska nedir araştırmak. Ayrıca bir tılsım büyü yapımını da istiyorum. Şimdi çıkabilirsiniz'' diyerek herkesin sınıftan çıkmasını bekledim. Bir müddet sonrada gülümseyerek öğrencilerin arasına karıştım. | |
| | | Lajita Veronique Bickle Gryffindor 1. Sınıf ~ Revir Görevlisi
Mesaj Sayısı : 509 Ruh Hali : Nereden : New York
Seviye RP Puanı: (91/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Salı Ağus. 18, 2009 3:03 am | |
| Sihir Tarihi’nden çıkmış Tılsım dersliğine doğru yürüyordu. Bunalmıştı çünkü Sihir Tarhi’nin gayet gereksiz bir ders olduğunu düşünüyordu. •İsteyen açar kitabı okur• Şimdi ise girmesi gereken bir ders hatta daha sonra bir ders daha vardı. İçten içe eve kaçmanın planlarını yaparken buldu kendini. •Saçmalıyorsun Lily , göründüğü kadar sıkıcı , zor ve kötü geçmedi• düşündüklerine kendisini bile inandıramıyordu. Ama bütün bu saçmalığın sebebinin bu gün ikizini bulamamasından kaynaklandığını da biliyordu. Mia onu nasıl olduğunu bilmesede rahatlatıyordu. Onun yanında olduğunu bilmek , işte Lily bunu özlemişti. Okula gelmeden önce hiç önce her gün başka bir şey yaparlardı ama burada derslerden başını kaldırıp doğru düzgün hiçbir şey yapamıyorlardı. •Hogsmeade gezileri başlasa artık•
En sonunda sınıfın önüne gelmişti , zaten aynı katta olan derslikler birbirlerinden bir hayli uzaktaydılar. Yavaşça kapıyı itti ve içeri girdi. İçeride birkaç öğrenci dışında kimse yoktu, profesör belli ki henüz gelmemişti. •Erken gelmek geç kalıp yer bulamamaktan iyidir•
Gözüne kestirdiği boş sırlardan birine çabucak yerleşti ve etrafı süzmeye başladı. Sıradan bir sınıftı işte. Derken profesör tüm öğrencilerin geldiğine kanaat getirmiş olacakki sınıdı selamlayarak kendini tanıtmaya başladı. İsminin Rosepery Urielis Leglast olduğunu öğrenen Lily bu ismin biraz karışık olduğunu düşünse de profesörün bu kadar genç oluşuna hayret ettiğinden pek üstünde durmamıştı. Çok hoş bir kadındı ve dersi anlatırken kendinden ne kadar emin olduğunu ağzından çıkan her kelimeyle anlayabiliyordunuz. Profesör bu gün hemen derse geçeceklerini söyleyince Lily’nin derse olan merakı artmıştı , dikkat kesilerek dinlemeye başladı. Öğrendiği şeyleri parşömenine bir bir not etmeye başlamıştı ;
* Tılsım; olağanüstü gücü bulunan ve bir takım sırlar sakladığına inanılan şeydir. * Tılsımlar evrenseldir ve her hangi bir yere ait değillerdir. * Baş süslemelerinde de kullanılırlar ve bunlar kullanan kişiyi bulaşıcı hastalıklardan korurlar. * Metallerden ve ya deniz kabuklarından yapılabilir. * Define bulmak , kapalı şeyleri açmak içinde kullanılabilirler. * Tılsımlar büyünün etkisini taşıyan nesnelerdir.
Lily not almayı henüz bitirmişti ki Profesör Rosepery ödevin ne olduğunu açıklamaya başlamıştı. Ödev muskaları araştırmak ve tılsım büyü yapımıydı. •Ne kadar hoş, ilk dersten ödevlerin yığılmasından daha güzel bir şey olamaz•
Lily daha fazla kapalı bir yerde bulunmak istemiyordu. Bu yüzden kendini aceleyle koridora attı oradan da bahçeye çıkmak üzere yola koyuldu. Neyse ki bu gün başka bir dersi yoktu. Rahat rahat tıkınıp , yatabilecekti. •Huzur•
| |
| | | Misafir Misafir
Seviye RP Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Salı Ağus. 18, 2009 6:27 pm | |
| </FONT>Güneş, yeni yeni doğarken perdenin arasından sızan ışıklar, gözlerimi almıştı. Elimi suratıma siper alarak yatadan doğruldum. Bugün günlerden Cuma ve ikinci derste Tılsım işleyecektik. Dün gece olanlardan sonra biraz daha uyumak iyi gelecekti ama derse yetişmeliydim. Ne olurdu sanki dersler akşama doğru başlasaydı? Ahh... Uykusuzluğum, yine beynime vurmuş ve saçmalamaya başlamıştım. Daha fazla oyalanmadan üstümdeki pikeyi atıp ayağa kalktım. Dengede durabilmek bile zor geliyordu. Uyanabilmek için soğuk suyla elimi yüzüme yıkadım. Şimdi daha iyiydim. Hiç değilse ayakta durabiliyordum. Suratıma yediğim soğuk su şoku, gözlerimi kısa süre açık tutsa da, kısa bir süre sonra tekrar kısılmasına engel olamamıştı. Yapabileceğim bir şey yoktu. Üstüme değiştirdim ve ders için gerekli eşyalarımı aldıktan sonra yatakhaneden dışarı çıktım.
Sabahın henüz ilk saatleri olmasına rağmen okul, her zamanki gibi hareketliydi. Sağa sola koşturan öğrenciler, sonu gelmez gibi görünen koridorlarda dolaşıp duruyorlardı. Birden belimde garip bir baskı hissettim. Aslında ne olduğunu tahmin etmek zor değildi. Arkamı döndüğümde ufak bir çocuk, yere kapaklanmış, öylece bekliyordu. Henüz bir sınıf olmalıydı ve benim gibi o da bir Slytherin öğrencisiydi. Elimi uzatıp onu ayağa kaldırdım. Henüz ufak olmasının ve karşısında benim gibi 'büyük' birinin olmasının şaşkınlığıyla; " Şe-şey... Özür dilerim. " diye afalladı. Gülümsedim. Çoğu insanın yaptığı gibi onu terslemeye niyetim yoktu. Saçlarını okşayarak; " Önemli değil ama daha çok dikkat etmelisin. " diye cevap verdim. Kafasını 'tamam' anlamında salladıktan sonra yeniden koşup uzaklaştı.
Bugün, hiçkimse alt katlara inmek istemiyormuş gibi, merdivenler boştu. Adımımı ilk basamağa atıp, aşağı doğru süzülen merdivenin ikinci kata inmesini bekledim. Okulun maskotları sayılan konuşan tablolar, her zamankinden farklı, biraz huzurlu gibiydiler. İlginçti. Her zaman huysuz olduklarını duymuştum. Hatta beni " Neye bakıyorsun sen öyle? " diye azarlayanı bile olmuştu. Neyse, onları yine kızdırmak istemezdim. Önüme dönüp ikinci kata vardığımızı farkedince basamaktan inip koridora çıktım. Her şey, iyi gidiyor gibiydi. Geçen günlerin aksine, bugün kötü bir olay yaşamamıştım -ki umarım bu, gün boyu devam ederdi.-. Hızlı adımlarla dersliğe doğru ilerledim.
Daha uykusuzluğu üzerimden atamamışken ders işlemek çok zor olacaktı. İçeri süzülürcesi girip boş bir sıraya oturdum. Derslik, yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Kısa bir süre sonra profesör, dersliğin yeteri kadar dolduğunu düşünmüş olmalıydı ki, derse geçmeye karar verdi. O sırada bir şey dikkatimi çekti. Duvara doğru olan sıraların yerinde neden yeller esiyordu. Bu kadar cama, daha çok güneş ışığına, yakın olmaz zorunda mıydık? Omuz silktim. Umarım kısa sürerdi. Çünkü zaten gözlerin kapanmak üzereydi ve güneş ışıkları, resmen kör edecek kadar parlaktı. Günün ilk dersine başlıyorduk. Gözlerimi daha çok açıp uyanık kalmaya gayret ediyordum.Öğretmen Başlangıç Olarak Şöyle Demişti: ''Evet ben Tılsım / Muska Profesörünüz Rosepery Urielis Leglast. Bu yıl ve ilerleyen yıllarda dersleri birlikte işleyeceğiz. Eğer sormak istediğiniz sorular varsa mümkünse dersten sonra beni bularak sorunuz. Şimdi hemen derse geçmek istiyorum. Tüy kalemleriniz ve parşomen kağıtlarınız hazır olduğuna göre başlayabilirim.'' Jasper tüy kalem ve parşomenini çıkarı yavaş ve sessiz bir şekilde.Bugün o gürültülü ve şımarık slytherinli çocuk sessiz birine dönmüştü.Uyku yüzündendi Herhalde.O o hayallere dalmış pencereye bakarken profesör Rosepry'nin sesinle İrkildi. ''Bugün sizlerle birlikte tılsım ne demek onu işleyeceğiz. İlerleyen derslerde de birlikte büyüler yapacağız. Buralar önemli olduğu için lütfen not almayı ihmal etmeyiniz. Evet. Esrarlı bir kuvvet taşıdığına, tabiatüstü gücü bulunduğuna, birtakım sırlar sakladığına inanılan şeye; Tılsım’ denir. Tılsım, insanları koruduğuna veya uğur getirdiğine inanılan tabiat veya insan eseri olan nesnelerin tamamını içine alır.Tılsım evrenseldir. Ülkelere ya da krallıklara ait değildir ve sahiplenilmez. Tılsımı dinden uzak tutmak ve onu din ile karıştırmamaya özen göstermek gerekir. Bazı kadınların başlarına taktıkları metal süs eşyasına da tılsım denir. Baş süslemelerinde kullanılan tılsımın, kişiyi, nazar, iftira ve kötü ruhlardan koruduğu bilinen bir gerçektir. Tılsım gümüş, altın vb. değerli metallerden yapıldığı gibi, bunların taklitlerinden, mücevherlerden, deniz kabuklarından da olabilir. Tılsım genellikle büyünün etkisini sağlayan araçları ifade eder. Define vb. gizli şeyleri bulmak, kapalı yerleri açmak için ehlinin bildiği sözlere veya vasıtalara da tılsım denir. Bulaşıcı hastalıkların tesirini önlemek ve insanlarla hayvanların kötülüklerinden korkmamak için de tılsım yapılır.''
Hımmm......Jasper öğretmeni fazla takmamışyı bu ders uykusuzluktan ama o zeki bir çocuktu anlıycağı kadar anlamıştı.Öğretmen bunu söylerken Jasper'ta not etmişti bir yandan.Ve öğretmen ödevlerini vermişti.Nee!!Yine mi ödev diye geçirdi Jasper.Biraz morali bozulmasınna rağmen yoluna devam etti.Ve derslikten çıktı. RP: 23/25 Ödev: 10/10
En son Jasper Ruby Black tarafından Perş. Ağus. 20, 2009 3:06 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi |
| | | Peyton Holly Sawyer Gryffindor 1. Sınıf
Mesaj Sayısı : 56
Seviye RP Puanı: (40/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Çarş. Ağus. 19, 2009 9:23 am | |
| Midesindeki boşluk hissi gittikçe daha da hissedilmeye başladığında gözleri açtı. İlk işi her zamanki gibi saate bakmak oldu,bu sefer geç kalmadığından rahatlamıştı ancak midesi gittikçe daha da kötü oluyordu. Normalde sabah kahvaltısını ilk dersinden sonra birşeyler atıştırarak yapardı ancak bu sefer o kadar bekleyemeyeceğini fark etti ve üzerine okul formasını geçirip aşağı indi.
Büyük Salon'a geldiğinde hemen hemen herkes iştahla birşeyler yiyor,bir yandan da arkadaşlarıyla konuşuyorlardı. Havadan uçuşan birbirinden güzel baykuşlara umutsuzca baktı ve cüppesinde kırmızı Gryffindor arması işli olan öğrencilerin bulunduğu masaya gitti. Büyük Salon'daki mırıltılar gittikçe artarken tabağına birkaç poğaça aldı ve koca bir kupaya meyve suyunu doldurdu. Birkaç santim farkla meyve suyunu devirmeden geçen baykuşa sinirle baktı. Aslında bu sinir kendisine mektup gelmemesiydi. Poğaçasından koca bir lokma alan Holly,yanına konan bembeyaz baykuşu fark etmedi. Baykuş,Holly'nin meyve suyunu tutan elini gagalamaya başladığında kızın yeşil gözleri,baykuşun kahverengi gözleriyle buluştu ve şaşkınlıkla ayağına bağlı olan mektuba bakmaya başladı. Kendini toparladığında sabırsızca elini gagalayan baykuşun ayağındaki mektubu beceriksizce çözdü ve baykuşa bir kraker verip gitmesini sağladı. Mektuptaki 'Holly' yazısından Sean'ın gönderdiğini anladı ve heyecanla okumaya başladı. Her satırında gözlerinin dolmasını sağlayan şeyler yazmıştı Sean. Evlerini,arkadaşlarını ve Sean'la birlikte okudukları büyücü hikayelerini. Yeşil gözlerinden inatçı bir gözyaşı döküldü ancak onu eliyle yok etti ve mektubu cebine koydu. Meyve suyundan son yudumunu aldı ve masadan kalkıp Tılsım dersliğinin yolunu tuttu.
Holly,birinci kattaki Tılsım dersliğine girdiğinde birkaç kişiyi yerine oturmuş tüy kalemini ve parşömenlerini çıkarmış olarak bulmuştu. Kendi de diğer herkese uyarak arkalardan bir yer seçip tüy kalemini ve parşömenini çıkardı. Elini cebine attığında mektubu aldı tekrar ve profesörleri gelene kadar okudu. Sean'ın esprili halleri mektubuna yansımış olmasına rağmen içindeki burukluğu hissedebiliyordu. Mavi,fırfırlı elbisesi arkasında dalgalanarak gelen profesörünü gördüğünde mektubu cebine koydu ve onu izlemeye başladı. Profesör günaydın dileklerini gönderirken Holly yüzünde gülücük oluştuğunu hissetti. Profesör Leglast kendini tanıttıktan sonra derse geçti ve Holly'de tüy kalemine davrandı. Parşömeninin kenarına ismini karaladıktan sonra profesörün söylediklerini yazmaya başladı. Tılsım'ın tanımı ve örneklemelerini yazarken üzerindeki dalgınlığı atmaya çalıştı. Uzun süre profesörün söylediklerini yazdıktan sonra sıkıntıyla 'Of' ladı. 'Uygulamaya geçsek n'olurdu?' diye düşünmekten kendini alamadı ve yazmaya devam etti.
Profesör Leglast'ın dersin bittiğini haber veren sesiyle başını parşömeninden kaldırdı ve hep nefret ettiği ödevlerden birini dinledi. 'Ödev mi?' diye mırıldandı ve eşyalarını toplayıp sınıftan çıktı.
| |
| | | Anthony Tate Fidelio Ravenclaw 1. Sınıf ~ Quidditch Sahası ve Eşyaları Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 99 Ruh Hali : Nereden : Roma
Seviye RP Puanı: (40/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Perş. Ağus. 20, 2009 5:59 am | |
| BÖLÜM 1: Yatakhane Uyan..!
'Wingardium Leviosa..!'
'Baba lütfen indir yükseklik bana göre değil. Hayır bulutların tepesinde yolculuk yapmak da bana göre değil..! '
'Evlat huşu içinde bir seyahat edeceksin. İnsanlıktan uzak ,sessizliğe doğru..!'
Babamın mavi gözlerinin içtenliği kadar derin gökyüzünde havalanıyordum.Korkumun verdiği esaretle tekrar bağırdım..
'Baba lütfen..!'
Hayasızca bir bakış attıktan sonra iki dudağının arasından sözler tekrar çıkıverdi..:
'Peki evlat bunu sen istedin.!'
Ağzımdan çıkan laflara pişman olacağımı anlatan bakışlarla beni süzen Seherbaz Karargahı Başkanı babam bu oyunun sonlandığını anlatan bir hareket abidesiyle asasını geri çekti.Şimdi ise sürekli devam eden dibi bitmeyecek gibi gözüken boşlukta aşağı düşüyordum. Göz yaşlarımın ardından ağzımdan iki heceli klasik uyanma sözü çıkıvermişti:
'Hayır..!'
Hızlı nefes alıp vermem ve attığım hayır narası uyumakta olan erkekler yatakhanesini uyandırmaya ve meraklı bakışların bana yönelmesine yetmişti. Herkes bu şekilde uyandığı için sitemkar mimikler sergiliyordu. Utangaç bir tavırla boynumu öne eğdim, neden o kahrolası rüyayı görmüştüm ki..? Bitkibilim dersinden beri birbirini ardına tüm derslerle ilgili kötü rüya sendromuna girmiş olmalıydım .Bu düşünceler içinde önce banyoya yöneldim ve çıplak ayaklarımı buz gibi betona değdirmemle ilk irkilişim gerçekleşmiş oldu. Ardından soğuk suyla bedenim temaşa edilince iyice dinç hale gelmiştim. Sonrasın da ise önümüzdeki yaza kadar neredeyse her gün giyeceğim cübbemi giymek için yatakhaneye yöneldim. Herkes yavaş tavırlarla cübbelerini giyerken bir yandan da beni süzmeyi ihmal etmiyorlardı. Onları bu kadar erken uyandırmam benim suçum olamazdı. Bu sene bilinçaltımla çok fazla boğuşacağım belliydi. Usulca herkesin çıkmasını bekledim.Yatakhane boşaldıktan sonra belki lazım olur diye dolabımdan asamı alıp cübbeme yerleştirdim artık salona yönelebilirdim...
------------------------------------------------------
Bölüm 2: İstikrare Edilmiş Bir Ders Ve 2. Ödev
Büyük Salonun devasa ihtişamında ve kulağı rahatsız eden ses karmaşasında GünIşığı Meleği Cle yi gözlerim arar olmuştu ama o kadar bakınmama rağmen bulamamıştım. Bakınmanın ardından olayın çabuk unutuluşunu iyi değerlendirip kahvaltımı rahatça edebilme fırsatını yakalamıştım. Melun bir ifadeyle çevreye bakınırken profesörün büyük salonun dev kapısını araladığını gördüm. Öğrencileri gülerek teğet geçti ve profesörler masasına yöneldi. Ses karmaşasında ne dediğini iyi işitebilmek yerine dudağını okuyarak günaydın deyişini anlamak daha mantıklıydı. Güler yüz edasıyla kahvaltı masamdan kalktım ve profesöründe kalkışından kısa süre sonra Hogwarts 1. kattaki dersliğe yöneldim. Girdiğimde sınıfın boş olduğunu görmek normaldi çünkü her zaman ki gibi ilk ayaklanan ben olmuştum. Ardından sınıf yavaş yavaş doldu.Sınıfta dinmeyen bir sohbet sürüp gidiyordu. Neyse ki profesör içeriye atak bir şekilde girivermişti. Öğrencileri susturmak yerine kendiliğinden susulmasını bekledi.Bu her halden daha mantıklı bi düzendi. 30 sn. içinde ses tonu yavaş yavaş düştü ve en sonunda gecenin en tenha anı zifiri karanlık sessizliğine büründü. Öğrencileri süzerken bizlere değer verdiğini ifade eden bakışları artık diline dökülecek gibiydi.Ve söze başladı:
''Günaydın.Ben Tılsım / Muska Profesörünüz Rosepery Urielis Leglast. Bu yıl ve ilerleyen yıllarda dersleri birlikte işleyeceğiz. Eğer sormak istediğiniz sorular varsa mümkünse dersten sonra beni bularak sorunuz. Şimdi hemen derse geçmek istiyorum. Tüy kalemleriniz ve parşomen kağıtlarınız hazır olduğuna göre başlayabilirim.''
Bu kadar seri ve heyecanlı olanını ilk defa görmüştüm. Gözleri o kadar pırıltılıydı ki bizde bile çalışma isteği uyanmıştı. Heyecan içinde her daim cübbemde duran tüy kalemimi ve antika usulü duran hafif tozlu parşömenimi çıkarttım. Sabah ki gördüğüm rüyadan dolayı biraz olsun gözüm korkmuş olsada ilk derste tamamen yazı yazacağımızı anlamak huzur vericiydi. Tekrar yazmaya adapte oldum:
''Esrarlı bir kuvvet taşıdığına, tabiatüstü gücü bulunduğuna, birtakım sırlar sakladığına inanılan şeye; Tılsım’ denir. Tılsım, insanları koruduğuna veya uğur getirdiğine inanılan tabiat veya insan eseri olan nesnelerin tamamını içine alır.Tılsım evrenseldir. Ülkelere ya da krallıklara ait değildir ve sahiplenilmez. Tılsımı dinden uzak tutmak ve onu din ile karıştırmamaya özen göstermek gerekir. Bazı kadınların başlarına taktıkları metal süs eşyasına da tılsım denir. Baş süslemelerinde kullanılan tılsımın, kişiyi, nazar, iftira ve kötü ruhlardan koruduğu bilinen bir gerçektir. Tılsım gümüş, altın vb. değerli metallerden yapıldığı gibi, bunların taklitlerinden, mücevherlerden, deniz kabuklarından da olabilir. Tılsım genellikle büyünün etkisini sağlayan araçları ifade eder. Define vb. gizli şeyleri bulmak, kapalı yerleri açmak için ehlinin bildiği sözlere veya vasıtalara da tılsım denir. Bulaşıcı hastalıkların tesirini önlemek ve insanlarla hayvanların kötülüklerinden korkmamak için de tılsım yapılır.''
Vay canına..! Aynen bir masal gibi. Aradığım heyecanı bu derste bulacağımı anlamış gibiydim. Benim ilgimi çekmesinin büyük sebebi ise evrensellğiydi. Define olayıda işe karışınca iyice merakla bir dahaki sefere ne denileceğini bekliyordum.Ama o ses dersin bittiğini ve ödevi açıklamanın habercisiydi..:
''Dersimiz burada bitmiştir. Bir sonraki derse ödeviniz Muska nedir araştırmak. Ayrıca bir tılsım büyü yapımını da istiyorum. Şimdi çıkabilirsiniz''
Bir vay canına daha.! Ödevimi gerçekleştirmek üzere alel acele derslikten çıkmıştım. Raven. ortak salonunda gerçekleştireceğim ödev için şimdiden hazırlanmaya başlamıştım. Gördüğüm hayal rüyaların terse çıktığını işaret ediyordu çünkü bu derse iyiden iyiye merak salmıştım. Aydınlık tarafın çiğ tanesi kadar ufak kıvılcımlarını göstermeye çalışan yıldızı Anthony , karanlığın kök saldığı mutlak derslerden biri Tılsım/Muska da bakalım neler yapacaktı. Bundan kendiside bir fiil habersizdi...
| |
| | | Linda Bennoda Gryffindor 1. Sınıf ~ Sihir Tarihi Dersliği Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 152 Ruh Hali :
Seviye RP Puanı: (10/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Perş. Ağus. 20, 2009 11:13 am | |
| İlk dersten sonra uykum daha çok gelmişti. Acıkmıştım ama canım bir şeyler yemek istemiyordu. Tembelliğimi üzerimden atmak ve biraz kendime gelmek için tekrar tekrar yüzümü yıkadıktan sonra dersliğe yöneldim. Tılsım dersi en sevdiklerimdendi, bu yüzden eğlenceli geçmesini umuyordum.
Sınıfa ilk girenlerden biriydim. Tanıdık birileriyle konuşmak normal bir zaman da fena olmazdı sanırım, hele ki bu kadar sıkılmışken. Ama şu an kimseyi kaldıracak durum da değildim sanki. Boş bir yere oturdum ve başımı sıraya koydum. Çok geçmeden sınıf doldu ve biraz sonra da profesör geldi. Geldiği gibi kendini tanıttı, bir sorunumuz olursa ders dışında sormamızı söyledi ve derse geçti. Maalesef ki yanılmıştım. Bu kadar çabuk derse girmesi pek hoşuma gitmemişti.
Not almaya başladım, yapacak bir şeyim yoktu... Doğaüstü özellikleri olduğuna ve bazı sırlar taşıdığına inanılan şeye 'Tılsım' denir. Tılsımlar, koruduğuna ve ya uğur getirdiğine inanılan nesnelerin tümünü kapsar. Evrenseldirler, ülkelere ve ya her hangi bir yere ait değildir. Baş süslemelerinde kullanılan tılsım, kişiyi nazardan, iftiradan korur. Değerli metallerin yanı sıra deniz kabuğundan da yapılabilir. Genellikle büyünün etkisini taşırlar. Define gibi şeyleri bulmak için de kullanılır. ( Bu gerçekten iyi.) Hastalıktan, insanlardan ve ya hayvanlardan da korurlar.Notlarımı tamamladıktan sonra düşündüğüm kadar sıkıcı olmayacağını gördüm. "Sanırım bundan sonra, direkt derse geçmeyi bekleyeceğim!" diye mırıldandım. O sıra da profesör masasına geçti ve ödevi açıkladı. ''Dersimiz burada bitmiştir. Bir sonraki derse ödeviniz Muska nedir araştırmak. Ayrıca bir tılsım büyü yapımını da istiyorum. Şimdi çıkabilirsiniz''
Bunu da bir yere not ettikten sonra sınıftan çıktım ve Astronomi Kulesi'ne doğru yola çıktım... | |
| | | Rosepery Dé Querin Tılsım - Muska Profesörü
Mesaj Sayısı : 24 Ruh Hali : Nereden : Antalya
Seviye RP Puanı: (90/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Perş. Ağus. 20, 2009 2:09 pm | |
| NOT: Ödevlerinizi pm yoluyla gönderiniz. Rp'min altına yazmayı unuttuğum için herkesten özür diliyorum. | |
| | | Misafir Misafir
Seviye RP Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Perş. Ağus. 20, 2009 4:55 pm | |
| |
| | | Rosepery Dé Querin Tılsım - Muska Profesörü
Mesaj Sayısı : 24 Ruh Hali : Nereden : Antalya
Seviye RP Puanı: (90/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Cuma Ağus. 21, 2009 3:09 am | |
| OUT: Herkes gönderdikten sonra =) | |
| | | Marcia Celestine Bickle Gryffindor 1. Sınıf ~ Quidditch Sahası ve Eşyaları Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 231 Ruh Hali : Nereden : NY
Seviye RP Puanı: (10/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) C.tesi Ağus. 22, 2009 2:00 am | |
| Dün gece geç saatlere kadar kitap okumanın verdiği mahmurlukla zorla da olsa uyandım. Genelde en erken kalkanlardan biri ben olurdum. Fakat şimdi herkes çoktan kalkmış görünüyordu. Kendime gelmeye çalışarak yatakta doğruldum. Tüm görebildiğim kızlar yatakhanesinin kırmızı kadifeyle çevrili yataklarının boş olduğuydu. Ah, bu kadar uyumuş olmam mümkün olabilir miydi? Hızla ahşap sandığımın üzerinde durmakta olan saatime uzandım. Biraz daha uyusam Sihir Tarihi dersini kaçıracaktım. Neyse ki derse yirmi dakika kala uyanabilmiştim ve yapabildiğim en hızlı şekilde hazırlandım. Bir yandan da Lily’nin beni neden uyandırmamış olabileceğini düşünüyordum. Sandığımın yanına eğilerek içinden sihir tarihi kitabını çıkardım. Çantamda girdiğim son ders olan iksirin malzemeleri hala duruyordu. Bunları hızlıca çıkararak sandığa geri yerleştirdim. Sandığın en altlarında duran sihir tarihi kitabını ise hızlıca çantama tıkarak kızlar yatakhanesinin taş merdivenlerinden inmeye koyuldum.
Sihir tarihi dersi nihayet sona ermişti. Bu ders zorunlu olmasa asla alacağım derslerden biri değildi. Ne de olsa ezber yeteneğimin kuvvetli olduğundan söz edemezdik. Aç olmamın da bunda büyük bir etkisi vardı. Derse yetişmek için kahvaltımdan vazgeçmek zorunda kalmıştım. O anda geçen gün bir arkadaşın verdiği ve benim de umursamazca çantaya attığım çikolatalar geldi. Anında koymuş olduğum yerden, çantanın yan cebinden o nefis çikolataları çıkardım. Tılsıma girecek enerjiyi başka hiçbir şey veremezdi şu anda bana. Hogwarts’ta bir haftayı doldurmuştuk. Aslında sadece bir hafta olmuştu fakat şu portre deliğinden kaç kez geçtiğimi ben bile hatırlamıyordum. Bir yandan tekrar yatakhaneye çıkarken bir yandan da haftanın son günü olmasına şükrediyordum. Gerçekten bu dersler tüm enerjimi adeta bitirmişti. Derslerin kısa aralıklarla olması ise işleri daha da zorlaştırıyordu. “Neyse.” dedim kendi kendime cesaret vermeye çalışarak. “Haftanın son günündeyiz.”
Ahşap sandığımın yanına tekrar çömelerek çantamı ikinci defa boşaltmaya koyuldum. Sihir tarihi kitaplarını büyük bir zevkle çantamdan çıkardım ve tılsım kitabımı yerleştirdim. Sihir tarihinde aldığım eğri büğrü notları da çantadan çıkararak sandığın içine tıktım. Yeni bir tomar parşömen koymanın da iyi olacağını düşünerek çantamdaki parşömen tomarını yeniledim. Evet, artık tılsım dersine hazırdım. En azından tılsımın, sihir tarihinden biraz daha zevkli geçeceğini düşünüyordum. Ortak salondan ayrılarak tılsım dersliğinin bulunduğu birinci kata doğru inmeye başladım. Bir yandan da Slytherinlilere acımaktan alamıyordum kendimi. Her dersliğe gitmek için onca merdiveni çıkmak zorundaydılar. Ben bu düşüncelerle koridorda yürürken karşıdan koşarak gelen bir öğrenci hızla omzuma çarptı ve çantamın düşmesine sebep oldu. “Lanet olsun.” Bunu öyle bir ses tonuyla söylemiş olmalıyım ki çocuk arkasına bakarak: “ Özür dilerim.” diye bağırdı. Özrün mürekkep hokkamı geri getirmiyor beyefendi. Çantamın altından mürekkep damlaları koridora damlarken bu büyüyü öğrendiğime şükrediyordum. Çantamdan asamı çıkardım ve tekrar çantaya doğrultarak: “ Aklapakla.” dedim. İyi haber, çantam ve koridor artık temizdi. Kötü haber, bir mürekkep hokkam artık yoktu. Bunu çok da dert etmiyordum. Benimle eşyasını paylaşabilecek bir sürü kişi tanıyordum nasılsa.
Sağ salim tılsım dersliğine ulaşabilmiştim. Çekinmeden, izin bile almadan eşyalarımı sıraya yığarak bir çocuğun yanına oturdum. Ona masum fakat dediğimi yaptırtan bir tebessüm attım. Bu bakışıma karşılık vermemeleri mümkün bile değildi. O da bana gülümsedi. Girişkenliğimi seviyorum. Aslında daha çocuğun adını bile bilmiyordum ama ondan bu iyiliği istemem için illa tanışmamız gerektiğini düşünmüyordum. “Senden bir iyilik isteyebilir miyim?” dedim yavaşça. Çocuğun zihninden ilk defa tanıştığım biri benden ne isteyebilir ki diye geçirdiğine emindim. Yine de beni reddetmeyeceğini biliyordum. “ Elbette.” dedi. İşte ben de bu cevabı bekliyordum. Ah, insanlarla oynamak neden bu kadar hoşuma gidiyordu ki sanki? “ Mürekkep hokkam aptal bir çocuk tarafından koridorda kırıldı.” dedim. “ Sorun olmazsa seninkini kullanabilir miyim?” Belli ki bu kadar basit bir şey isteyeceğimi düşünmemişti. Sadece kafasını sallayarak, çantasından çıkardığı mürekkep hokkasını aramıza koydu. Teşekkür ederek sululuk yapmaya gerek duymadım. Zaten o sırada profesör de derslikten içeri girmişti. “Günaydın.” diye selamladı bizleri. Aynı anda, “ Günaydın, profesör.” sesleri yükseldi sınıftan. Bu derece hızlı cevap verilmesinin anlamı, artık derse geçsek, idi. Profesör ya ruh halimizden ya da öğrencilerin dilinden çok iyi anlıyor olsa gerekti ki bizi daha fazla bekletmeyerek konuşmaya başladı. Profesörün adı Rosepery Urielis Leglast’tı. Profesörlerin hepsinin adını ilk hafta ezberleyebileceğimden şüpheliydim.
Tüy kalemimi ve parşömenlerimi çıkararak masanın üstüne yığdım. Sanırım biraz fazla parşömen almış olacaktım ki masadaki en büyük alanı benim parşömenlerim kaplıyordu. Özür diler gibi bir bakış attım yanımdaki çocuğa. Profesör tekrar konuşmaya başladığında onun bir büyü yapımını değil, sadece tılsımın ne demek olduğunu anlattığını anladım. Ve o anda derse olan tüm ilgim kayboldu. Tüm hafta boyunca düşündüğüm tek şey, evet gerçekten düşündüğüm tek şey şu ilk haftayı atlatsak da daha eğlenceli büyülere geçsek olmuştu. Profesörün kürsüsünden not alıyor gibi görünüyordum fakat yazdıklarım, kağıda çizdiğim şekillerden başka bir şey değildi. Not almamış olmama rağmen profesörün tüm söylediklerini dinlemiştim. Bu nedenle anlattıklarını rahatlıkla hatırlayabiliyordum. Profesör konuşmasını bitirdiğinde dersin bitiş saatinin yaklaşmakta olduğunu anlamıştım. Tam herkes çıkmak için toparlanıyordu ki profesörün sesi tekrar sınıfta çınladı. Bu, bize ödevimizi haber veren sesti. Muska nedir araştırmak ve tılsım büyü yapımı. Şaşırmaktan kendimi alamadım. Ne yani, ilk dersten ödev ki verilmişti? Hayret bir şey. Dersten çıkarken gerçekten hafta sonunun gelmesi için sabırsızlanan tek kişinin ben olmadığımda emindim. | |
| | | Sabrina Bella Naveen Slytherin 1. Sınıf
Mesaj Sayısı : 403 Ruh Hali : Nereden : ^^UzaydaN^^
Seviye RP Puanı: (40/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Paz Ağus. 23, 2009 7:04 am | |
| Sabrina Tılsım/Muska dersi için çok heyecanlanıyordu. Çünkü Tılsım her zaman Sabrina'nın ilgisini çekmişti. Koşa koşa Tılsım dersliğine girdi. Geç kaldığını sanmıştı ama profesör daha yokdu. Rahatladı biraz. Boş bir yer buldu ve oturdu. Parşömen ve tüy kalemini çıkardı. Fazla beklemedi ve sonra profesör geldi. Kendisini tanıttı ve Tılsımın anlamını söyledi. Sabrina hemen parşömenine not etti: [size=18]Esrarlı bir kuvvet taşıdığına, tabiatüstü gücü bulunduğuna, birtakım sırlar sakladığına inanılan şeye; Tılsım’ denir. Tılsım, insanları koruduğuna veya uğur getirdiğine inanılan tabiat veya insan eseri olan nesnelerin tamamını içine alır.Tılsım evrenseldir. Ülkelere ya da krallıklara ait değildir ve sahiplenilmez. Tılsımı dinden uzak tutmak ve onu din ile karıştırmamaya özen göstermek gerekir. Bazı kadınların başlarına taktıkları metal süs eşyasına da tılsım denir. Baş süslemelerinde kullanılan tılsımın, kişiyi, nazar, iftira ve kötü ruhlardan koruduğu bilinen bir gerçektir. Tılsım gümüş, altın vb. değerli metallerden yapıldığı gibi, bunların taklitlerinden, mücevherlerden, deniz kabuklarından da olabilir. Tılsım genellikle büyünün etkisini sağlayan araçları ifade eder. Define vb. gizli şeyleri bulmak, kapalı yerleri açmak için ehlinin bildiği sözlere veya vasıtalara da tılsım denir. Bulaşıcı hastalıkların tesirini önlemek ve insanlarla hayvanların kötülüklerinden korkmamak için de tılsım yapılır.''[/size] Sabrina neredeyse yazamayacaktı. Profesör biraz hızlı gitmişti. Ama neyse ki Sabrina her zaman hızlıydı her şeyde. Dersin sonuna yaklaşmışlardı. Profesör ödev verdi:Muska nedir?tılsım büyü yapımıBu da neydi ki?Sabrina hiç bir şey anlamamıştı ama şimdi sorardı profesöre. Ve herkes gittikten sonra Sabrina profesörün yanına gitti. | |
| | | Reese Becca Hudson Gryffindor 1. Sınıf
Mesaj Sayısı : 71 Ruh Hali :
Seviye RP Puanı: (10/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Paz Ağus. 23, 2009 4:54 pm | |
|
Güzel(!) bir Sihir Tarihi dersinin artık istekli istekli Tılsım/Muska dersliğine doğru ilerledim. Koridorlar kalabalıktı. Bu sefer hiçbir özen göstermeden –hatta önüme bile bakmadan- yürüdüm. Sakınan göze çöp batar hesabı kimseyle çarpışmadan dersliğe ulaştım. İçeri girdiğimde neredeyse herkes gelmişti. Ben de boş bulduğum bir yere oturup dersin başlamasını bekledim. Profesör herkesin geldiğini anlayınca sonunda derse başladı.
İşe kendini tanıtmakla başladı ve ardından parşömenlerimizin ve tüy kalemlerimizin hazır olduğunu belli ederek not almamızı istedi.Tüy kalemim zaten elimdeydi ama parşömenim çantamdaydı. Hemen çantamı açtım , tam parşömenimi alırken çantamın içindekiler boylu boyunca yere serildi. “Bir bu eksikti!” diye inledim. Profesör çoktan derse geçmişti. Bir çırpıda yerdeki eşyalarımı toplayıp not almaya başladım.Dersin konusu tılsımlardı.
Tılsımlar ! #
#olağan üstü gücü bulunduğuna ve bir takım sırlar sakladığına inanılır. #Evrensel #Kimseye ait değil ve sahiplenemez. #Bazı kadınlar kafasına süs olarak da takar. *Nazar *kötü ruh *iftiradan korur. #metallerden veya deniz kabuğundan yapılır. #büyünün etkisi tasır.
Tam olarak yetişememiştim ancak duyduklarımı hızlı bir şekilde yazıyordum. Yanımda oturan öğrencinin notlarından da yardım alarak notlarımı tamamladım ve profesöre döndüm. Profesör çoktan masasına geçmişti. Saatine bakıp bize döndü ve ödevlerimizi söyledikten sonra dersin bittiğini duyurdu. “ Tabii ya ödev !” diye sızlandım. “Daha ilk günlerdeyiz ama tonla ödev alıyoruz. Bu sadece bana mı saçma geliyor” diye söylenerek büyük salona doğru ilerledm.
| |
| | | Gaston Nicolas Nevaan Slytherin 1. Sınıf
Mesaj Sayısı : 69 Ruh Hali : Nereden : Sabrina'nın olduğu yerden.^^
Seviye RP Puanı: (10/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Ptsi Ağus. 24, 2009 5:29 am | |
| Gaston Tılsım dersi için yola koyulmuştu. Tılsımları her zaman sevmişti Gaston. Tılsım dersliğine girdi. Yine her zaman yaptığı gibi sorgusuz sualsiz boş bulduğu bir yere oturdu. Biraz sonra profesör geldi ve kendini tanıttı. Daha sonra Tılsımın anlamını söyledi:Esrarlı bir kuvvet taşıdığına, tabiatüstü gücü bulunduğuna, birtakım sırlar sakladığına inanılan şeye; Tılsım’ denir. Tılsım, insanları koruduğuna veya uğur getirdiğine inanılan tabiat veya insan eseri olan nesnelerin tamamını içine alır.Tılsım evrenseldir. Ülkelere ya da krallıklara ait değildir ve sahiplenilmez. Tılsımı dinden uzak tutmak ve onu din ile karıştırmamaya özen göstermek gerekir. Bazı kadınların başlarına taktıkları metal süs eşyasına da tılsım denir. Baş süslemelerinde kullanılan tılsımın, kişiyi, nazar, iftira ve kötü ruhlardan koruduğu bilinen bir gerçektir. Tılsım gümüş, altın vb. değerli metallerden yapıldığı gibi, bunların taklitlerinden, mücevherlerden, deniz kabuklarından da olabilir. Tılsım genellikle büyünün etkisini sağlayan araçları ifade eder. Define vb. gizli şeyleri bulmak, kapalı yerleri açmak için ehlinin bildiği sözlere veya vasıtalara da tılsım denir. Bulaşıcı hastalıkların tesirini önlemek ve insanlarla hayvanların kötülüklerinden korkmamak için de tılsım yapılır. dedi profesör.Gaston sanki bunları bir yerde okumuştu. Daha sonra profesör ödev verdi. Gaston lanet etti. Çünkü planı vardı. Sabrina'ya süpriz yapmak istiyordu ama kalemini aldı:Muska nedir?Tılsım büyü yapımı...diye not etti Gaston. Sonradan verdiği ödev de neydi? 'neyse Sabrina'ya sorarım'diye düşündü.Ve Sabrina'yı takip etmeye başladı. | |
| | | Rosepery Dé Querin Tılsım - Muska Profesörü
Mesaj Sayısı : 24 Ruh Hali : Nereden : Antalya
Seviye RP Puanı: (90/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Salı Ağus. 25, 2009 3:09 am | |
| OUT: Son 2 gün. Ders rplerini vermeyenler lütfen yazsınlar =) | |
| | | Rosepery Dé Querin Tılsım - Muska Profesörü
Mesaj Sayısı : 24 Ruh Hali : Nereden : Antalya
Seviye RP Puanı: (90/100)
| Konu: Geri: 1. Dersimiz (Offline) Cuma Ağus. 28, 2009 3:41 am | |
| | |
| | | | 1. Dersimiz (Offline) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|