Önümdeki katı duvara baktım. Çok sağlam görünüyordu. Derin bir nefes aldım ve el araabamı iterek içinden geçtim.
Kırmızı-siyah bir tren bütün ihtişamıyla karşımdaydı. Peron 9 - 3/4 diye düşündüm sırıtarak. Annemin arkamdan çıkması üzerine ilerlemeye başladık. Her yer muggle kıyafeti giymiş büyücüler ve cadılar ile doluydu. Bazı öğrenciler formalarını giymişti bile. Siren düdüğünü duyunca geç kaldığımı anladım. Anneme son kez sarılarak "Seni seviyorum." dedim. Bavulumu sürükleyerek trene atladım.
Hogwarts'ta ilk yılıma doğru yol alıyordum. Tren, içindeki herkesi büyücü okuluna götürüyordu. Muggle doğumlu olduğum için böyle bir yere gideceğimi asla hayal etmemiştim. İlerleyerek boş bir kompartıman bulmaya çalıştım. Neredeyse hepsi dolmuştu. Biraz daha ilerleyince sonunda diye düşündüm rahatlayarak. Tek boş kalmış kompartımanın içine girdim. Bavulumu rafa kaldıracak kadar güçlü olmadığım için yanıma koydum ve koltuklardan birine oturdum. Dışarıdaki manzara harikaydı. Ne kadar süre dışarısını izlediğimi hatırlamıyordum. El arabasını iten bir cadı yanıma gelene kadar düşüncelerime dalmıştım.
"Bir şeyler ister misin tatlım?" Çok sevecen bir şekilde söylemişti. Gülümseyerek başımı 'hayır' anlamında salladım. İlk günden jant kapağı büyüklüğündeki altınlarımı - büyücüler dünyasında denildiği gibi galleonları - harcamak istemiyordum. Kadın kompartımanın kapısını gülümseyerek kapattı ve ilerlemeye devam etti. Ben ise başımı tekrar cama doğru çevirmiştim.
Aslında şuan ne hissettiğimi bilmiyordum. Üzgün müydüm? Ailemden uzaktaydım, buna cevabım evet sayılabilirdi. Endişeli miydim? Bina seçimleri olacak demişlerdi, ya istemediğim bir yere düşersem? Peki mutlu muydum? Bir büyücü okuluna gidiyordum. Kesinlikle!
Yol boyunca el arabasını iten cadıdan başka hiç kimse gelmemişti. Hiç kimseyi tanımadığım için bu çok normaldi. Bir kitap çıkarıp okumuştum bütün yol boyunca. Sıkıldığım zaman tekrar dışarıyı seyretmeye koyulmuştum. Okulda neler olabileceğini düşünüyordum sürekli. Hangi binaya girecektim? Dersler nasıl olacaktı? Arkadaş edinebilecek miydim?
Trenin yavaşlaması ve ardından durması ile kendime geldim. Bavuluma bakarak onu yanıma almama gerek olmadığını hatırladım,okula getireceklerini söylemişlerdi. Kompartımanın kapısını açtım. Bütün öğrenciler kapılara akın etmişti. Aralarına karışarak dışarı çıktım. Sonunda temiz hava alabildiğim için mutluydum. "1. sınıflar buraya!" diye bir ses duydum uzaktan. Gördüğüm karaltıya doğru ilerledim sakince. Hogwarts'ta çok iyi zaman geçireceğimi düşünüyordum.