Karaltının Edward olduğunu anladığında Lissa rahatlamıştı. Ama aynı zamanda neler olduğunu da merak ediyordu. Birkaç dakika sonra olayı idrak edebilmişti. Edward yine kendini konuşturmuş, harika bir gece hazırlamıştı. Heyecanlanan Lissa yemeğini yerken bir yandan da Edward'ı düşünüyordu.
Yemekten sonra ortalık toplanmış ve çoğunluk yatmıştı. Ed'le başbaşa şöminenin önünde oturmuş sohbet ediyorlardı. Lissa artık kızaran yanaklarını önemsemiyordu. Ed ona her dokunduğunda içi ürperiyordu. Ed her tenine, saçına dokunduğunda içinden bir elektrik akımı geçiyor ve iki zıt kutup gibi birbirlerine çekildiklerini hissediyordu.
Lissa'nın eli Ed'in yanağındaydı. Ed başını yavaşça döndürüp Lissa'nın elini öpmüştü. Şöminede yanan odunların sesleri vardı sadece etrafta. Bir de Ed ve Lissa'nın kesik kesik nefes alıp verişleri...
Lissa Ed'in gözlerine baktıkça kendini ona daha da çekiliyormuş gibi hissediyordu. Başka yöne bakmaya çalışsada başarılı olamıyordu. Tüm çabasına yenik düşüp Ed'i öpmek için biraz daha yaklaştı. Hareketleri yavaş ama sakindi...