Önemli Görev.

Sean sabahın ilk ışıklarıyla yatağından kalktı.Aslında daha uyumak istiyordu ancak Bella ona bugün çok önemli bir görev vereceğini söylemişti.Sean hemen üstündekileri çıkartıp dolabından kıyafet aramaya başladı.En sonunda bulmuştu.Siyah gömleği ve pantolonu.Havanın güzel olacağını düşüdüğü için ceketini almadı .Gizli bölmeden asalarını aldı.İkisini de cebine koyduktan sonra merdivenlerden aşşağıya indi.Tek başına yaşıyordu.Gerçekten güzeldi.Karışan olmadan tek ve yanlız.Yanlılığı seviyordu.Evi dağattığında ona karışan kimse olmuyordu.Hızlıca kahvaltısını bitirdi.Kapının önüne çıktı.Hogsmade'i düşünerek cisimlendi.Bir sıkışma hissi.Sanki tüpten geçiriliyormuş gibi bir histen sonra Hogsmade'e gelmişti.Yavaş adımlarla ilerliyordu.Arada bir dükkanlara bakıyordu.Hava gerçekten pek soğuk değildi.Kurumuş yaprakların üstüne basa basa geziyordu.Birkaç metre daha yürüdükten sonra Domuz Kafası'na varmıştı.İçeri girdi.Cam kenarında bir yere oturup garsonu çağırdı.Garson geldi ne istediğini sordu.Jake ona "Bir ateş viskisi.Çabuk."dedi.Garson tamam anlamında kafasını salladıktan sonra gitti.İki dakika içinde geri döndü.Elindeki içkiyi uzatıp "Başka bir isteğiniz var mı ?" diye sordu.Jake hayır anlamında kafasını salladı.Ateş viskisinden bir yudum aldı.İçinden "Vereceği görev ne acaba" diye düşündü.Bir yudum daha aldı ve beklemeye başladı.

(Not -Jake:Konuışmalar kırmızı,Düşünceler mavidir)

Off , sabah erkenden uyanmaktan nefret ediyorum. Neyse bu gün önemli bir gün , Jake'le buluşmalıyım. Umarım vereceğim görevin altından kalkabilir. Dolabıma doğru yürüdüm ve siyah elbisemi askısından çıkarttım. Bugün hava sıcak olacak sanırım , diye düşünerek pelerinimi olduğu yerde bıraktım. Karnım acıkmıştı , mutfağa indim ve Gigi'ye baktım ama göremedim. Lanet ev cini!

"Gigiii" diye seslendim ve cin pat diye önümde beliriverdi. Aptal ne olacak!

"Kahvaltımı hazırla" diye emrettim ve tekrar yukarı çıktım. Saçlarımı düzeltmeliyim , bu sefer bayağı karışmışlar. Gerçi her zaman böyle ama... Saçımı biraz düzelttikten sonra kahvaltımı etmek için aşağı indim ve Gigi'nin hazırladığı masaya oturdum. Tıka basa yemeğimi yedikten sonra asamı aldım ve Hogsmeade diye düşünerek cisimlendim.

PAT.

Hava sıcaktı ama biraz rüzgar da vardı , bu da sıcaktan iyice pişmemizi engelliyordu. Yürümeye devam ettim , Domuz Kafası'na gidiyordum. Umarım Jake gelmiştir çünkü bekletilmeye gelemem.
En sonunda dükkanın önüne geldim ve kapıyı iterek açtım , içeriyi kısaca tarayarak Jake'i aradım. Hemen cam kenarındaki masada oturuyordu ve bir şeyler içiyordu. Sevindim çünkü gelmemiş olsaydı kötü şeyler olabilirdi. Kimseye zarar vermek istemem. Sinsice gülümsedim ve Jake'in yanına doğru yürüdüm. Beni görünce hemen ayaklandı ve

"Merhaba Bella" diyerek sarıldı. Sa-rıl-dı! Bu ne samimiyet , bir şeyler değişmişte olsa bana saygı duymalı. Gülümseyerek ondan uzaklaştım ve

"Selam Jake" dedim. Karşısında ki boş sandalyeyi ona doğru çekerek oturdum.

"Biliyorsun , yapman gereken bir şey var ve altından kalkabileceğinden pek emin değilim" dedim , biraz gaz vermek işime yarar.Jake tek kaşını kaldırarak gülümsedi ve

"Yapma Bella , altından tabii ki de kalkabilirim!" dedi. Bana Bella dedi. Tanrım gerçekten onunla bunu konuşmalıyım! Gerçi şimdi pek sırası değil. Sinirlerime hakim olarak devam ettim

"Neyse Jake. Görevin birini takip etmek. Kesinlikle senin onu takip ettiğini bilmemesi gereken birini. Anladın mı?" diye sordum ve bekledim. Jake yine gülümseyerek cevap verdi ;

"Tabii ki anladım Bella ve yapabilirim. Kimi takip edeceğim?" Hmm demek Bella demekte ısrarcısın. Of !

"Regulus Albert Gleen'i takip edeceksin ama eğer tek bir hata yaparsan , sonucunun ne olacağını biliyorsun değil mi?" diyerek onu tehtit ettim. Vereceği cevabı merak ediyorum...