Rilette Rain Mainly
Mesaj Sayısı : 1 Nereden : Phoenix
| Konu: Rilette Rain Mainly...~ Ptsi Şub. 01, 2010 11:02 am | |
| Hangi ders: Muggle Araştırmaları Rpg:
Odette'i getiren üç sandık yüklü at arabası sokağın başında durdu. Kasım ayının karanlık öğleden sonrasında havanın soğuk olmasına aldırmayan genç bayan camlardan birini açıp dışarı baktı. İç içe geçmiş sokaklarda insanların kaynadığı bu kalabalık mahallede birden kararan güne şaşırmıştı. Depreşen atlarına söven arabacılar, kaldırımlarda birbirlerine çarparak geçen insanlar, mağazalardan akan tezgahtar ve müşteriler onu şaşırtıyordu; çünkü her ne kadar Washington'ın daha temiz olmasını umuyorsa da bu koşuşturmacayı beklemiyor, buranın gözüpek adamların iştahına açık bir kent olduğunu duyumsuyordu. Arabacı eğilerek sordu: "Wistseal Geçidi mi demiştiniz?" "Hayır; Wistseal Sokağı... Yeni bir ev olduğunu sanıyorum." Araba hemen yandaki sokağı dönünce ev baştan ikinci konumdaydı. Dört katlı büyük apartmanın taş duvarları komşu evlerin yosunlaşmış duvarları yanında pek kararmamış sayılmazdı. Kaldırıma inen Odette evi, aşağıdaki ipekçi dükkanından ortadaki giriş katına ve en üstte terasa açılan geri daireye kadar şöyle bir süzdü. Birinci katta küçük kadın başı yontularıyla süslü balkon demirleri, taş üzerine doğrudan yontulmuş pencere doğramaları vardı. Onun altındaki giriş kapısı çok daha süslüydü, iki meleğin tuttuğu kapı numarası gaz lambasıyla aydınlatılmıştı. Sarışın, şişman bir adam kapıdan çıkarken Odette'i görünce durakladı: "Vay! Geldiniz demek! Sizi yarın bekliyorduk." "Jacksonville'den bir gün önce ayrıldım. Yoksa o da henüz hazır değil mi?" "Oh! Hazır, hazır... On beş gün önceden kiraladım. Gelin sizi dairenize götüreyim."
Merdivenleri teker teker çıktılar. Genç adam, dairenin kapısını açtı ve hanımefendiye geçmesi için 'buyur' etti. Odette teşekkür eder gibi bir ifadeyle başını sallayarak içeriye girdi. Ev toz toprak içindeydi. Kim temizler şimdi buraları?! Pencere pervazları çatlaktı ve ayrıca camlar çizikti. İlk işi burayı bir temizlikçi tutarak temizlemek olacaktı. Kapıdaki genç adam, Odette'in bavullarını almış içeriye sokmaya çalışıyordu. Odette eliyle dur işareti verdi.
"Lütfen!, onları bu tozlu eve sokmak istemiyorum. Kapının önünde kalsınlar." "Peki efendim, nasıl isterseniz..." dedi genç adam eğilerek.
"Başka bir isteğiniz var mıydı efendim?" "Hayır yok, teşekkürler gidebilirsiniz."
Genç adam geri geri giderek kapıdan çıktı. Odette pencerelerden tutarak duvarların çatlaklarına kadar her detayını süzüyordu evin. Hala bıraktığı gibiydi. İlk önce pencereleri açtı ve havalanmasını sağladı. Ardından mutfağa daldı ve orayı da incelemeye koyuldu. Mutfak dolapları, aşınmış, yıpranmış ve yarısı da sökülmüştü. Yeniden yaptırmak zorundaydı tüm burayı.
Mutfaktan çıkarak banyoya girdi. Bir duşakabin vardı ve kırıktı. Musluklar berbattı ve aşınmıştı. Odette buraya iğrenerek baktı ve ordan ayrılarak odalara bakmak için adımını attı. Yatak odasına geldiğinde burayı pek fazla kötü bulmadı. İdare edilebilecek düzeydeydi ama yine de bir el atılması gerekirdi. Diğer odalara da göz attıktan sonra en uzman bir tamirci ve seramikçi çağırttı. Pencereleri baştan aşağı söktürdü ve yenilerini taktırdı. Mutfağı baştan aşağı yeniletti, duvarları boyattı. Yerlere yeni seramikler döşetti. Banyodaki duşakabini yaptırdı ve muslukları tamir ettirdi. Odaları da elden geçirdikten sonra balkondaki demirleri değiştirip bir güzel boyattı. Yeni aldığı perdeleri taktırdı ve eşyalarını eve taşıttırdı. Şimdi yerlerşme zamanıydı işte!...
Eşyalarını bavuldan çıkartarak birer birer dolabına dizmeye başladı. Mutfağı da düzene soktuktan sonra aç olduğunu hissetti ve yanında getirdiği bir kaç yiyeceği pişirmeye başladı. Buzdolabına bozulacak yiyecekleri yerleştirdikten sonra yemeğini pişirmeye koyuldu. Masayı açarak tek tek yiyecekleri dizmeye başladı ve oturarak yemeye başladı.
Teras katına çıktı ve yanına da en sevdiği kitabını aldı. Yumuşak ve geniş bir koltuğa yayılarak kitabını okumaya başladı. Tüm bu işler gözünde büyüyordu ancak bir gün de bitmişti ama kendisi de bitmişti açıkçası. Yukarıdan kafasına çok sert bir şeyin düşmesiyle hızlıca yukarı baktı ve bir kaç çocuğun kafasına ceviz attıklarını gördü. Kıkır kıkır gülüyorlardı."Hey!!! Seni bücür yumurcak!!!"Rp out: Bu neden böyle şiir gibi çıkıyo yaw? | |
|