Eyfel'de günbatımı

William Paris'in görünmeyen noktalarından birine cisimlendi.Ardından hafifçe koşarak kuzeni ile buluşmak için gitti.Eyfel kulesinde günbatımı izleyeceklerdi.Ama sıraya girmeleri gerekiyordu.Hafifçe üfleyerek sıkılganlıkla ayağını yere vurdu.Edward onun orada olmasına şaşırmıştı.Ona onun orada ne işi olduğuu sordu.William ise
-Bir akraba böyle mi karşılanır Edward?Utanmalısın.Evet kuzen, işler nasıl?Hafıza silme nasıl gidiyor?
diye cevap verdi.Ardından hafif bir sinirle yakındı:
-Edward niye sırada bekliyoruz?Oraya cisimlenip yoktan bir bilet var edebiliriz.Ama bunun yerine bekliyoruz.Neyse paran varsa sen öde çünkü bende Galleon var.
Bu sözlerin ardından Edward parayı verdi ve Eyfel kulesine girdiler.Ardından William asaönsöre bindikten sonra neredeyse hemen durdu.Ardından baktığında neredeyse en alt kattaydılar.William içinden Ah,hadi ama! diye geçirdikten sonra pek görünmeyen bir yerde Edward'ın kolunu tutup üst kata hafif bir şak sesiyle cisimlendiler.Edward çok şaşkın görünüyordu çünkü artık en üst katta bir kafedelerdi.Edward ona dönüp baktı ama William sadece gülümsedi ve elini kısa kesim saçlarına attı.Ardından yürüyerek en köşede bir masaya oturdula böylece güneşin batışını izleyebiliyorlardı.Aynı zamanda bir şeyler içmek için William el kaldırdı ve bir garsonu çağırdı.Ona bir muggle parası verdi ve sipariş vermeye başladı.
-Bir kırmızı şarap.Ve ee...Ne içersin kuzen?Ve ne yiyelim?Hadi güzel bayanı bekletmeyelim değil mi?Ben bir de kızartma tabağı alacağım.Sen de kararını ver kuzen ve biraz yemek yiyelim.
Bu sözlerden sonra gorsonu süzdü gülümsedi.Bugün güzel geçecekti.

Edward'yerinden
- Bende şarap alıyım dedi fransızca, önünde duran garsona.Sonra birden Wiiliam'a dönerek,
-İyi gidiyor Unutturma büyüleri.
Şimdi izle Will!
dedi alaycı bir tavırla.Orda duran bir garsona asasını tutarak Obliviate diye haykırdı.Garson ilk önce yere düşmüştü.Sonra ayağa kalktı ve:
-Neredeyim ben !ne oluyor.
Diye söylendi kendi kendine.Edward:
Tamam bu kadar yeter.
Dedi gülerek.Yine asasını tuturak ağzında büyü sözleri geveledi.Garson birden.Herşeyi hatırladı. Edward ve Will'in şaraplarını önlerine getirdi.Edward şapabını yavaş yavaş yudumlarken, ne kadar güzel bir gün dedi içinden.
Ve yine asasını cebine soktu.Edward ayakkabısının bağınını yeniden bağladı.Her zaman olduğu gibi ayağa kalkıp, Will'e
Ben geliyorum.Küçük bir işim var
Diyip Paris'teki, Küçük bir villanın önüne cisimlendi.Villanın kapısını çaldı.
Açıldığında, küçük görünmlü biri duruyordu.Edward:
Para nerde? tam bir hafta geçti ama hala ortalıkta yok!
dedi Edward.Adam cebinden 500 galleon çıkararak Edward'a verdi.Edward:
Teşşekür ederim.Sonunda borcunuzu ödediniz.!Bir hafta sonra tabi.
Edward ondan sonra Yine Will ile oturdukları yere cisimlendi.
Ben geldim Will.Birşey kaçırmadım ya.