Evapsie Harry Potter ve RPG'nin birleştiği adres(: |
| | Zihinfendar/Zihinbendar Alımları | |
|
+4Remus Teddy Worep Alèsan Xanièla Queligie Wise Slytherin Miranda L. Ramora 8 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Miranda L. Ramora Slytherin Bina Sorumlusu ~ Müdüre
Mesaj Sayısı : 540 Ruh Hali : Nereden : Helsinki
Seviye RP Puanı: (95/100)
| Konu: Zihinfendar/Zihinbendar Alımları Cuma Tem. 31, 2009 2:29 pm | |
| ~Zihinbend yeteneği kişiye, düşüncelerini ve hatıralarını araştırma çabasına giren bir Zihinfendar’ı durdurma olanağı tanır. Bu nadir yetenekte deneyimli olan kişiye Zihinbendar denir.
~Bir Zihinfendar, zihinfendarlık sanatını, karşısındaki insanın düşündüklerini hissetmeyi, öğrenmiş büyücüdür. Dumbledore da Snape de büyünün bu türünde uzmandırlar. Karanlık Lord da yetkin bir Zihinfendardır.
Herkes bu konuda çalışarak iyi olma yetisine sahip olsa da bu konuda gerçekten usta olanlara bu isimler verilir. Dolayısıyla öğrencilerin buraya boşuna başvurmalarına gerek yoktur (:
7 YETİŞKİN alınacaktır. Yeterli görülmeyen başvurular kabul edilmeyecektir.
Aşağıdakileri cevaplamanız gerekmektedir.
*Ad-Soyad. *Neden Zihinfendar/Zihinbendar olmak istiyorsunuz? *Hangisi? ( Zihinfendar/Zihinbendar) *Kişisel özellikleriniz? *Rp geçmişin? +Bu özelliğe sahip olduğunu düşünerek yazacağın bir rp.
-Tekrar belirtiyorum, sadece yetişkinler!
En son Miranda L. Ramora tarafından Ptsi Ağus. 31, 2009 1:12 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Misafir Misafir
Seviye RP Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: Zihinfendar/Zihinbendar Alımları Salı Eyl. 01, 2009 6:29 am | |
| *Ad-Soyad:Stam J. Adams *Neden Zihinfendar/Zihinbendar olmak istiyorsunuz? Zay başkanı olarak amacıma ulaşmak için suçlu olarak yargılananların geçmişini ve yaptıklarını bu yolla öğrenmek zorundayım.. *Hangisi? ( Zihinfendar/Zihinbendar) Zihinfendar.. *Kişisel özellikleriniz?
* Cabuk Sinirlenen
* Kardeşleri için canını feda edebilir
* Araştırmayı seven..
* Gerektiğinde ve zamanında nasıl konuşcağını bilen..
*Rp geçmişin? 2 yıl.. +Bu özelliğe sahip olduğunu düşünerek yazacağın bir rp.
- Spoiler:
Yine sisli ve karanlık bir hava daha,Ay'ın ışığı herzamanki gibi parça parça yola vuruyor birazda olsa aydınlatıyordu.Sokak lambalarının ışıkları kapanıp açılıyor fakat fayda etmıyordu,tek aydınlığı sağlayan Ay'dı.Küçük ve etrafı apartmanlarla cevrili olan caddede yürüyordu şimdi.Karanlık caddede tek başına yürümek ona göre hoş bir duyguydu.Etrafta rüzgarda dalgalanan yaprakların cıkardığı seslerden başka bir birşey yoktu.İlk kez küçük malikanesine adım atıcaktı.Çok garib bir duygu olduğuna şaşmamalıydı.Ailesi için o olmadığı zaman korunmaları için bişey yapmak ona çok hoş gelmişti.Ne varki malikane'nin yerini unutsun aynı zamanda böle birşey olması bütün mutluluğuna engel oluyordu.''Buralarda bir yerde olmalı,yine James'ten aptalca bir hareket daha..''Yavaş bir şekilde cadde lambasına kendini dayadıktan sonra cebinden küçük bir kağıt cıkardı.Yavaşca buruşmuş şeyi açarak içindekine göz gezdirdi.Kendi yazcağı şeyi ilk olarak çözmesi gerekiyordu.Bu şifreli yazıyı yazmasının sebebi başkalarının bundan haberi olmamasıydı.Yeşik gözlerini küçük yazıya cevirerek okumaya başladı..
''Sınır tanımayan bir zeka en büyük hediyedir insana..
Her kare birbirinden farklıdır önemli olan bunu bulmaktır..
İçeri girebilmek için kendini inandırman lazım..''
Küçük kağıt parçasını katladıktan sonra cebine koyup yoluna devam etmeye başladı.Herşeyi unutmuştu sanki kafasında yazanları canlandırmaya başladı.Sınır tanımayan bir zaka en büyük hediyedir insana.Bu yazı ne anlama gelebilirdi?Biraz düşündükten sonra aklına gelmenin verdiği sevinçle tekrar kağıdı cıkardı.Suratındaki küçük sırıtmayı engelleyemıyerek tekrardan okudu.İlk cümle Rawenclaw'ı temsil ediyordu.Aklına aniden Diadem geldi,peki neden böle bişi yazmıştı.Yoluna devam ederken sembolik bişi aramaya çalıştı,geçtiğinin farkına varmıştı sanki bukadar yolu boşuna geldiği için suratındaki sırıtma bir anda kaybolmuştu.Tekrar geri dönmeye hazırlanırken taç şeklinde dükkan sembolu dikkatini çekti.Dükkan kahverengi solmuş rengin verdiği biçimde harap edilmiş duruyordu.İki yanındada binalar devam ediyordu,caddedeki tek farklılık bu olmalıydı.Bu sembolün işaret olduğunu düşünme umuduyla cebindeki kağıdı tekrar cıkardı.İkinci yazıya göz gezdirmeye başladı,hiç bir şey anlatmıyordu.Bunu nasıl cözebilirdi?İçinden ümitsizce şifreli yazı yazmanın ona göre olmadığını düşünerek yazıyı bir kaç kere okumaya başladı.Tek eliyle küçük dükkanın duvarına yaslanıyordu.Arkadasındaki sessizliğinin bozulduğunu farketti,yavaş ve tedirgin bir şekilde kağıdı cebine koydu.Etrafta ondan başka kimse yoktu,herneyse onun farkettiğini anlamış olmalıydı.Tek akıllıca yol onu şaşırtmaktı,dükkanın içerisini gösteren camın önüne geçtikten sonra beklemeye başladı.İçeride olanlarıda görmezlikten edemezdi,herşey devrilmiş ve kırılmış bir vaziyette duruyordu.İçerideki camlar kırılmış ve duvarlar çürümüş bir vaziyetteydi.Aniden arkasında duman oluştu.Arkasını dönmesine fırsat bulamadan ''Sersemlet''Hızlı bir şekilde kendini yana atmasıyla bu büyüden kurtulmuş,önünde duran cam kırılmıştı,ayağa kalkarak''Sersemlet''Karşısındaki adam hızlı bir şekilde kurtulmuştu.Tekrar saldırmaya hazırlandıktan sonra''Crusio''Hızlı bir şekilde yana zıplayarak büyüyü atlattı.Tekrar kalkmaya çabalamadan''Expelliarmus''Adam hamle yapamadan asası caddenin diğer köşesine uçmuştu.Hızlı bir şekilde asasını ona doğrultarak kalktı.''Sersemlet''Adamı bida neden vurduğunu bilmiyordu ama ondan öğrenmesi gereken şeyler vardı..
Tek eliyle ceketinden tutarak dükkanın içine girmeye çalıştı.Camı dirseğiyle kırmaya devam ederken adam ayaklanmaya çalışıyordu.İçeri sürükledikten sonra sandalyeye oturttuktan sonra ''Obscuro'' Kim olduğunu bilmese bile her ihtimali göze almak zorundaydı.Etrafta herşey kırılmış durumdaydı.Küçük bir ip arama çabası içinde küçük çekmecelere bakmaya başladı.Çekmecelere bakarken küçük yıpranmış fotoğraflar gözünden kaçmıyordu.Küçük bir ip paçavrası bulduktan sonra adamın kollarını bağlamaya koyuldu.Suratında korkmuş bir ifade vardı,sersemlemiş bedenini tekrar ayaklandırmaya çalışsada artık kolları bağlıydı.Yavaşça suratına tokat attıktan sonra adam uyanmaya başmıştı.Etrafına gözleri bağlanmış bir şekilde bakmaya çalışıyordu.Onun soru sormasına izin vermeden korkutucu bir ses tonuyla''Neden beni öldürmek istiyorsun?''Adam kısa süre sonra''Neden bir sakıncasımı var?Hemde sen kim oluyorsun beni bağlıyorsun''Suratında küçük bir sırıtmayla''Neden bir sakıncasımı var?''Adamın suratı dahada irkilmişti.''Soruma cevap vercek misin?''Adam küçük bir sırıtmayla James'in tarafına tükürmüştü.Neyseki göremediği için ıskalamıştı,acı cektirmenin bir anlamı yoktu.Başka bir sandalye çekerek karşısına oturdu.Kolay bir şekilde adamın zihnine girmeyi başarmışdı.Geçmişinde olanları ve hasar veren şeyleri görebiliyordu.Küçük anıları korkutucuydu insanlara acı cektirmiş bazılarınıda öldürmüştü.James bunları görürken yüzünde korkmuş bir ifade vardı.Sonunda istediği yere geldiğini umarak Robert'ı gördü.Küçük bir malikanedeydi bir kaç ölüm yiyen dikkatlice onu izliyordu.Robert küçük sırıtmasıyla''Hogwarts'tan cıktığından itibaren takipe al ve gerekeni yap!''Sinirli bir ifade takınmıştı.Korkmuş gibi görünüyorlardı,James'e göre isminin arkasına saklanan birinden nekadar korkabilirdiki sadece gülmekle yetindi.Ayağa kalkarak adamın korkmuş suratına bakıp sert bir yumruk attı.Suratında küçük çıtırtılar geldi,bayıldığını anladıktan sonra''Obliviate'' adamı tekrar cözdükten sonra sürükleyerek dışarı cıkardı,bir kaç adım attıktan sonra küçük bir apartmanın soktu.Kapıyı kapattıktan sonra tekrar dükkana dönmüştü.Adamın gözlerini açmaması ona göre en büyük işgence olduğunu düşünerek cebindeki kağıdı çıkararak tekrardan okumaya başladı.İkinci cümlede ne anlatabilirdi?Neden böle bişi seçtiğini hayretler içinde düşünmeye başladı.Dükkan'ın içine göz gezdirmeye başladı.Kırılmış masanın üstünde bir kitap dikkatini çekti yavaş adımlarla masaya ulaştıktan sonra kitabın sayfalarını hızlı bir şekilde çevirdi.Kapağında hareket eden bir resimle bir kadın yemek yapıyordu.Çeşitli büyüler kullanarak masayı süslüyordu sanki,tekrar kaldığı sayfadan devam ederek anlamsız birşey olduğunu anladı.Kitabın sayfaları yıpranmış bir sekilde ve yazıları okunmıcak durumdaydı.Tekrar kitabı masaya koymaya hazırlanırken içinden küçük bir kağıt düştü.Yavaş bir şekilde yerden almaya hazırlanırken üstünde küçük bir yazı yazdığını farketti.Kağıdı aldıktan sonra üstündekini okumaya başladı.Kağıt tek bir cümleden ibaretti..
''Doğru Zamanda Çekilen bir asanın yapamıyacağı bir şey yoktur..''
Heryer şifre içindeydi neden bukadar uğraşmıştıki.Sandalyeye oturduktan sonra yavaşça başını eğip düşünmeye başladı.Yüzünde umutsuzluk belli oluyordu,ilk defa iyi bir şey yapmış onuda yüzüne bulaştırmıştı.Gölzerini kapatarak mırıldanmaya başladı.'İçeri girebilmek için kendini inandırman lazım,doğru zamanda çekilen bir asanın yapamıyacağı bir şey yoktur..''Acaba bu bir şifre olabilirmiydi?Bakışlarını yukarı kaldırıp karşısındaki apartmanı gördü,taç şeklinde bir sembolü vardı üstünde.Dükkana göre daha yapılıydı,renkleri daha yeni yapılmış gibi görünüyordu.Hızlı adımlarla kırılmış camın üstünden geçerek caddeye ulaştı.Ay hala yerini koruyordu,etraf herzamanki gibi karanlıktı.Apartmanın önüne geldikten sonra küçük merdivenden cıktı,kısık bir sesle''Doğru Zamanda Çekilen bir asanın yapamıyacağı bir şey yoktur..''Taşlar yana doğru kayarak kapının yanından bir tane daha oluştu,diğer kapıya göre ahşap bir biçimdeydi.Yüzünde tekrardan küçük bir sırıtma oluştu ve tedirgin bir şekilde ve yavaş bir şekilde kapıyı açtı kendini içeride buldu.''Lumos''...
|
| | | Wise Slytherin Deneysel Büyüler Dairesi Başkanı ~ Ölüm Yiyen
Mesaj Sayısı : 269 Ruh Hali : Nereden : Diagon Yolu
Seviye RP Puanı: (70/100)
| Konu: Geri: Zihinfendar/Zihinbendar Alımları Salı Eyl. 01, 2009 8:02 am | |
| *Ad-Soyad. Wise Riddle.
*Neden Zihinfendar/Zihinbendar olmak istiyorsunuz? -Karşı tarafın hamlelerimi anlamaması için.
*Hangisi? ( Zihinfendar/Zihinbendar) -Zihinbendar.
*Kişisel özellikleriniz? -Kendini beğenmiş. -İyi yalancı. -Ailesi için yapamayacağı şey yok. -Alaycı. -Aile arasında güvenilir.
*Rp geçmişin? Neredeyse bir buçuk yıl...(Ara verdiğim uzun bir dönem dahil.).
+Bu özelliğe sahip olduğunu düşünerek yazacağın bir rp.
Yağmurlu bir geceydi. Karanlık onu sarmalayan anne kucağı gibiydi. Genç kadın göz alıcı siyah elbisesiyle umursamazcasına kendinden emin bir şekilde ilerliyordu. Beline kadar inen dalgalı kahve saçları, siyah ve kırmızı tonlarının hakim olduğu mükemmel makyajı ve onu sarıp sarmalayan cüppesiyle mükemmelliyetti o.
----------------------------------------------------------------------
Şıkırtılardan başka ses yoktu başlangıçta. Sonra topuk sesleri 'tak, tak, tak...' amaçsız gibi ilerleyen ıslanmış ayaklar. Zıt taraftan gelmeye başlayan yeni bir ayak sesi. 'Bu da kim?' diye düşündü Wise. Bakanlıkta çalıştığı için dikkatli olmalıydı. Ölüm yiyen olduğunu abisinden başka kimse bilmiyordu. Zihnini boşalttı ve sesin geldiği yöne temkinli adımlarla yürümeye başladı.
----------------------------------------------------------------------
Bir iki dakika geleni gördü. İyi ki zihnini boşaltmıştı. Gelen kuzeni James'ti. Normalde aile üyeleri yanında bunu yapmasına gerek yoktu. Ama o hem ZAY başkanı hemde bir zihinefendardı. Herkesin aklına tek tek girer incelerdi. Ama sıra Wise'e gelince olan şey hiçbir şeydi!
----------------------------------------------------------------------
O akşam uykusunu alamamışdı James. 'Fazla mesai!' diye homurdanıyordu karanlık sokakta. Baygın adımlarla ilerliyordu ki yağmur ve kendi ayak seslerine birinin daha karıştığını fark etti. Genç adam tereddütle süzdü, sonra kaba olmamak için "İyi akşamlar kuzen, bu saatte ne yapıyorsun?" dedi şaşkınlığını belli edercesine. "Sanada. Bilirsin yağmuru severim, o yüzden yürümek istedim. Sen?" dedi genç kadın gülümseyerek. Aslında yağmuru sevdiği doğruydu ama görevden geldiğini söyleyemezdi, hele ZAY başkanına! "Ben de. Eve mi dönüyorsun?" dedi burnunu sokarcasına. Şu an zihnini boş tutmaya çalışıyordu genç kadın. Kısaca "Evet." dedi. "Eşlik etmemi ister misin?" dedi adam eve gidip gitmeyeceğini anlamaya çalışarak. "Teşekkürler. Ama biraz rahatlamaya ihtiyacım var. Son günlerde pek büyü bulamadım bakanlık için." dedi iyi bir yalancı olduğunu kanıtlarcasına. "Peki kuzen, iyi akşamlar." hafif bir gülümsemeyle "Sanada." dedi ve 'pop' sesiyle kaybolduğu an 'Ne uyuz!' diye iç geçirdi. Kısa adımlarla ilerlerken düşüncelerine geri dönerek evin yolunu tuttu. | |
| | | Miranda L. Ramora Slytherin Bina Sorumlusu ~ Müdüre
Mesaj Sayısı : 540 Ruh Hali : Nereden : Helsinki
Seviye RP Puanı: (95/100)
| Konu: Geri: Zihinfendar/Zihinbendar Alımları Salı Eyl. 01, 2009 7:33 pm | |
| *Ad-Soyad; Miranda Lyydia Ramora
*Neden bu yeteneği istiyorum; Bir bina sorumlusu olarak öğrencilerimin iyiliği için bazı düşünceleri görmemin iyi olacağını düşünmekteyim. Ayrıca bir çatışmada karşı tarafın yapacağı şeyleri 1saniye önce de olsa bilmek, güç demektir -bence.
*Hangisi; Zihinfendar
*Kişiliğim; Sabırsız, inatçı, kendi çıkarlarını ön planda tutan, haksızlığa tahammülü olmayan, sırdaş, geveze.
*Rp geçmişim; Başladığım yıldan şuana kadar bakarsak 5yıldır bu sitelerin içindeyim ama bunun sadece 2senesinde Rp yapmışımdır sanırım. Çok iyi yazamıyorum oyüzden yazasım gelmiyor (:
- Spoiler:
Kâbus gün! Aslında her zamanki gibi başlamıştı. Gayet normal… Ama öyle devam etmedi işte.
Sabah her zamanki gibi uyanmıştım. Büyük salona gitmiş, profesörler masasında dostlarımla beraber kahvaltı etmiştim. Hatta kahvaltı da yine her zamanki gibi küçüklüğümden beri vazgeçemediğim sütü içmiş sonrada kızarmış bir ekmeğe çilek reçeli sürmüştüm. Bunlardan sonra odama gidip kendime biraz çeki düzen vermiş ve dersliğime gitmiştim. Zaten 2 ders yapılacaktı bugün. Sonra Hogsmeade’e serbest zaman koymuştuk. Beşinci sınıflaraydı ilk ders. İki sene önce zaten derste işlemiş olsak da bugün onlara bir ödül vermek ve onları rahatlamış ve eğlenirken görmek için tekrardan böcürtleri işlemeye karar verdim. Aslında pek karar vermekle olmadı bu iş. Bir gün önce odamdaki dolabın içinde bir böcürt olduğunu fark ettiğimde ertesi günkü ilk ders böcürtleri işlemeliyim demiştim kendime. Her neyse, ne fark eder ki. Derse girdim ve hepsinin kafalarındaki düşüncelerde ufak, zararsız bir gezi düzenledim. Hepsi sıkılmıştı, eğlence istiyorlardı, hemen Hogsmeade’e gitmek istiyorlardı. Hatta bazılarının aklında gidecekleri mekân açık ve netti. Madam Puddifoot’un o güzel ve sıcak aşk dolu çayhanesi. Bazılarının kafasında da Zonko’ya gitmek vardı. Onlara bakınca küçüklüğümü hatırladım… Ayrı binalardan da olsa birlikte gezen dördümüz hep oraya giderdik ve beraber alışveriş yapardık. Sonra aldıklarımla gider onlara şaka yapardım. Saflık işte. Birinci sınıf. Onlar da sırf beni kırmamak için yaptığım şakalara gülerlerdi. Ne günlerdi ama… Bu ufak gezinişten sonra yoklama yaptım, sonra da
“Çocuklar, sıkıldığınızı ve Hogsmeade’e gitmek istediğinizi biliyorum. Sizin yerinizde olsam bende bunları isterdim. Hatta şuan bile istiyorum sanırım. Ama tabii bu şuan önemli değil ve siz de ben söylediğim anda bu söylediğimi unuttunuz değil mi? Müdiremizden çocukları kışkırtıyorsun yazısı gelmesini istemem, ne kadar bir müdüre ben olsam da. “
Bu söylediklerimden sonra bazı öğrencilerim kıkırdadı. İşte bu mutlu ediyor beni. Öğrencilerimi severim. Özellikle gelecek vaat edenleri tabii ki…
“Bugünkü dersimizde aslında 2 sene önce işlediğimiz yani herkesin bildiği bir şeyi tekrar işleyeceğiz. Böcürtler. Bu konuyu sevdiğinizi biliyorum. Sizin için bugün işleyeceğiniz iki dersi hafifleştirmenin yolunu bunu işlemekte buldum. Memnunsunuz değil mi? Değilseniz hemen bir önceki derste kaldığımız yerden devam edebilirim.”
Böcürt deyince çoğu öğrenci mutlu olmuştu, bazı Slytherin öğrencileri dışında. Onları iyi tanıyordum. Sınıftakilerin korktukları bir şey olduğunu öğrenmelerini istemiyorlardı. Aynen iki sene önceki böcürt dersini işlediğim günkü gibi. Yinede onlarda seviyorlardı böcürtleri. Ne olmuştuki millet onların korkularını öğrenecekse. Onlarda herkesin zayıf noktalarını ezberleyip, ilerde kullanmayı planlıyorlardı. İşte bir dakika da akıllarından bu hinlikler geçmişti. Ama onlar da bütün sınıf gibi ‘hı, hı’ diye mırıldanıp dersten memnun olduklarını belirttiler. Ayrıca bundan sonra söylediğim cümle bazı Gryffindor öğrencilerinde mırıldanmalara yol açmıştı. Neden her zaman bu kadar iyi davranıp cümlemin sonunda bir Slytherin olduğumu hatırlatır gibi noktayı koyuyormuşum. Aynı sevecenlik ve kibarlıkla devam etsem olmaz mıymış? Artık bu cümlelere alışmıştım. Arkadaşlarıyla böyle konuşsalar da içlerinde beni sevdiklerini biliyordum, ya da dersimi sevdiklerini.
Böcürtü bir yerde saklayıp getirmek yerine dolabımı aşağıya getirmiştim. (İşte bu yüzden seviyorum cadı olmayı. Bir muggle olsaydım nasıl o dolabı getirebilirdim?)
“Evet, böcürtümüz bu dolabın içinde… Kim önce başlamak ister”
dediğim anda sınıftan bir sürü ses yükseldiği için,
“Tamam, hepiniz istiyorsunuz. Sıraya girin. Hepiniz yapacaksınız, yeterince süremiz var…”
Biraz zaman geçmesi gerekse de düzgün bir sıra oluşturmayı başardılar ve beklemeye başladılar. En önde Ravenclaw’a giden hem zeki, hem de çalışkan olduğunu bildiğim Clementine duruyordu. İki sene önce de en önde olduğunu çok iyi hatırlıyordum. Aslında en önde olarak büyük bir cesaret gösteriyordu. Sonuçta sırf bu derste iyi ve istekli olduğunu göstermek için, korkularını bütün sınıfa ilk gösteren kişi olmaya karar vermek kolay bir şey değildi. Korktuğu şeyi kafasında görebiliyordum, benimde görünce çok kötü hissedeceğim bir şeydi… Cesaretle dolabın önüne doğru yürüdü. Dolabın kapağı açıldı ve ufak bir alan içerisinde görüntü bulanıklaştı, daha doğrusu böcürte yakın olan ben ve Clementine için. Bu sırada dolap resmen zemine bir şey tükürdü. Bunlar kitaptı. Hepsi yepyeni gibi duruyordu, belli ki çok iyi bakılmışlardı. Ve birden alev aldı bu güzel kitaplar, Clementine’in güzel kitapları. Bir an olayın gerçekten olduğunu sanıp durdurmak için hamle yapmayı düşündüm. Neyse ki çok geç olmadan onun aslında böcürt olduğunu, bunun öğrencilerin dersi olduğunu ve o böcürtü yok etmeleri gerektiğini hatırladım. Clementine en başta ağlayacak gibi oldu bu manzara karşısında. Sonra da içini bir korku dalgası sardı. Sınıftakiler onun korkusunun böyle basit bir şey olduğunu görünce ne tepki vereceklerdi acaba? Sonra hatırladı ki, sınıf onun 3 metre kadar arkasındaydı yani onun yüzünü görmüyorlardı. Zeki kız… Dediğim gibi zeki bir kız Clementine, bir süre baktıktan sonra onun bir böcürt olduğunu hatırladı. Hemen aklında istediği şeyi düşündü – gözleri sevinçle parladı ve yüzüne ufak bir gülümseme yerleştirdi- ve söyledi. “Riddikulus”
Her şey çok hızlı gelişti. En başta yangın durdu, sonra kitaplar bir gazeteye dönüştü. Sonra ortalığı bir karanlık kapladı, hiçbirimiz bir şey göremedik. Karanlık kalktığında ise gördüğümüz şey bazı öğrencilerin gülmekten katılmasına neden oldu. Karanlıktan çıkan şey, tuvalette gazete okuyan bir adamdı. İşte bu olaydan sonra öğrenciler daha da istekli oldular. Hepsi dolabın önüne geçti sırayla… Bazılarının korkulu rüyası kocaman bir örümcek, bazısınınki ise ruh emiciydi… Böyle böyle geçti iki ders. (*5. Sınıflardan sonra gelen sınıfla da aynısını işledim.*)
Dersler bitince öğle yemeği için büyük salona gittik. Her zamanki gibi bir sürü güzel yemek vardı. Oburluk yapıp istediğim her şeyi yemiştim yanlış hatırlamıyorsam. Aslında yerken bunun bir hata olduğunu, Hogsmeade’de de bizimkilerle bara gideceğimizi düşünmüştüm. Ama olanları düşünecek olursak iyi ki yemişim… Olaylar gelişirken en azından midemi düşünmek zorunda kalmadım.
Hogsmeade’e gidince bizimkileri beklemek için Domuz Kafası’nı seçmiştim. Nerden bilebilirdim ki kötü şeyler olacağını. Domuz Kafası’nın sahibi aslında kafa dengi biridir. Bana değer verenlerdendir o. Hala onun yaptıklarına ve ona yaptıklarıma inanamıyorum…
Dediğim gibi, Domuz Kafa’sında bizimkileri bekliyordum; aynı zamanda zaman geçirmek burayı tercih eden öğrencilere de bakıyordum. Akıllarına küçük bir gezi düzenledikten sonra çoğunun üç süpürgeyi sevmediği için buraya geldiğini, birkaç kişinin ise birinden kaçtığı için buraya geldiğini anladım. Bu “birkaç” kişiye Gryffindor’lu iki kızda dahildi. Birinden kaçıyorlardı ama kimden - ya da neyden – kaçtıklarını kendileri de bilmiyorlardı. İşte bu yüzden göremiyordum zihinlerinde bir cevap. Sonra olanlar oldu zaten… Domuz Kafası’nın sahibi kızların üstüne büyü yağdırmaya başladı, neyse ki kendilerini savunabilen öğrencilerdendiler. Sonra yardım etmeye koştum tabii. Tam o sırada kapıdan Amelia girdi. Biraz şaşırsa da bana yardım etmeye koyuldu hemen. Ama buranın sahibi de zekiydi hani. İki müdireyle baş edemeyeceğini anladığında kaçtı.
Hepimiz rahatlamıştık. Hemen kızların yanına gittim ve bir şeyleri var mı diye kontrol ettim. Neyse ki ikisi de sapasağlam çıkmıştı bu çatışmadan. Tam gidip bunu kutlamak adına barın arkasına geçmiş ve iki ateş viskisi dolduracakken kapı çarparak açıldı ve içerisi tekrardan büyü yağmuruna tutuldu. Barmen kaçmamıştı, yardım getirmeye gitmişti. Kapıdan içeri 20 kadar ölüm yiyen girdi – en önde de buranın sahibi. Ama onlar içeriye doluştuktan 2 saniye kadar sonra Audrey, Elizabeth ve sevgilisi Dexter’da girmişti. Onlarda Amelia gibi onlar da başta küçük bir şaşkınlık yaşasalar da, hemen bize katılıp yardıma koyuldular. Sonradan öğrendik ki, o kızlar annelerini öldüren ölüm yiyeni uçurumdan aşağı itmişlerdi, bu yüzden bütün ölüm yiyenler peşlerindeydi. Bunu o sırada bilmiyorduk ama bilsekte pek fark etmezdi sanırım. “Hogwarts’ta yardıma ihtiyacı olan herkese yardım edilir.”
İşte kabusta burada başlıyor. Biz kızlara kaçmalarını, yardım çağırmalarını söylemiştik. Öyle de yapmışlardı. Ama sonra bitanesi fikrini değiştirmiş ve yeniden dönmüştü. Biz onu daha göremeden ölüm yiyenlerden birinin “Avada Kedavra” laneti kızı vurmuştu – ve bunun geri dönüşü olmadığını hepimiz biliyorduk. Bu olaydan dolayımıdır bilmiyorum ama hepimiz daha çetin bir savaş vermeye karar vermiştik. Beş Hogwarts Profesörünün canla başla savaştığını düşünecek olursanız, galip geldiğimiz pek şaşırtmayacaktır sanırım sizi. Bu mücadele bittikten sonra kızı kollarıma aldığım gibi Hastane Kanadına cisimlenmiş olsam da nafile. Hepimiz bu lanetin onun sonunu getirmiş olduğunu biliyorduk…
Büyük salondaki Hogwarts anglemli bayrakların yarısını Gryffindor bayrağına, yarısını ise simsiyah bayraklara döndürmüştüm. Herkes bu değişikliğin nedenini düşünse de yemek hepsi için her şeyden önemliydi. Hepsinin yemeği bittiğinde Amelia kürsüye gitti ve bu olayı saniyesi saniyesine bütün okula anlattı. Amelia’nın konuşması, kızın öldüğü anları anlatmaya gelince kısa bir hıçkırık bütün salonu doldurdu. Olaylar gelişirken kızın yanında olan, en yakın arkadaşı olduğunu düşündüğüm Gryffindorlu’dan gelmişti bu hıçkırık. Ağlıyordu… Bina sorumlusu Elizabeth hemen kızın yanına gitti ve birlikte salondan ayrıldılar. Amelia olaylara kaldığı yerden devam etti. Konuşması bittiğinde herkes ağlayacak gibiydi – özellikle Gryffindor'luların, hepsinin gözleri dolmuştu. Amelia öğrencilerin bu kötü atmosferden kurtulmalarının iyi olacağını düşünmüş olacak ki, hepsini ortak salonlarına yolladı. Bizde bu olayı yarın açığa kavuşturmak üzere sözleşip odalarımıza gittik.
İşte günüm güzel başlayıp, bu kötü olayla noktalandı.
Eskiden yazdığım gibi yazamıyorum artık ama idare edin bunla canım (=
| |
| | | Alèsan Xanièla Queligie Borgin & Burkes Sahibi
Mesaj Sayısı : 210 Ruh Hali : Nereden : Kanada
Seviye RP Puanı: (80/100)
| Konu: Geri: Zihinfendar/Zihinbendar Alımları Çarş. Eyl. 02, 2009 8:16 am | |
| *Ad-Soyad. Alèsan Xanièla Queligie*Neden Zihinfendar/Zihinbendar olmak istiyorsunuz?İnsanların duygu ve düşüncelerine her zaman çok önem vermişimdir. Bu konuda doğal bir yeteneğim var ve eğitimle harikalar yaratabileceğime inanıyorum.*Hangisi? ( Zihinfendar/Zihinbendar)Zihinfendar*Kişisel özellikleriniz?¨Güçlü iradeli¨Sabırsız¨Her zaman iyi bir dost¨Kolay karar değiştiren¨Duygusal*Rp geçmişin?5. yılımdayım.
+Bu özelliğe sahip olduğunu düşünerek yazacağın bir rp.
- Spoiler:
Hava puslu ve serindi. Dolunay, etrafını saran bulutlardan bir şekilde kurtulmaya çalışıyordu. Kasabadan uzakta bir yerden bir kurt uluması duyuldu. Alèsan, bunun dolunayda değişim geçiren bir kurtadam olduğunu biliyordu/tahmin ediyordu. Siyah, uzun pelerininin kapüşonunu başına geçirdi ve ana cadde boyunca yürümeye başladı. Her beş adımda bir, arkasından birinin gelip gelmediğine bakıyordu.
Gideceği yer, -çok şükür ki- kendisinden daha yetenekli olmayan bir büyücünün eviydi. Mezun olunca, bir büyücü gibi yaşamayı bırakmış ve kendini muggle’larla dolu bir dünyada, bir Eski Yazılar profesörü olarak bulmuştu. Normal şartlarda, onu bulmak imkansızdı. Fakat Alèsan’ın yaşadığı olağanüstü durum, bir şekilde uzman birilerini bulmasını gerektirmişti. Bu kağıtlarda ne yazdığını çözemediği sürece, kendini bir bataklıkta gibi hissedecekti.
Kasabadan biraz uzaktaki evin bahçesine girdi. Bakımlı, güzel bir bahçeydi. Ev iki katlı, modern görünümlü bir evdi. Alèsan, en çekici gülümsemesini yüzüne yerleştirdi ve kapıyı çaldı. Birkaç tane kilit sesi duyulduktan sonra kapı açıldı. Otuzlu yaşların sonlarında olduğunu tahmin ettiği, gayet sıradan görünüşlü bir adam kapıyı açtı. Alèsan, onun çok daha yaşlı olmasını bekliyordu. Bu yaşta profesör olmayı başardıysa, gerçekten zeki bir adam demekti. Belki de Ravenclaw mezunuydu. Eğer öyleyse, Alèsan onu tehdit edebileceğinden şüpheliydi. Bu düşünceyi çabucak aklından kovdu ve sinsi gülümsemesini büyüttü. Kendisini süzmeyi bitiren adam da gülümsedi aynı şekilde.
“Nasıl yardımcı olabilirim?” “Bir konuda yardıma ihtiyacım var Profesör Racey. İçeri girebilir miyim?” Profesörün, henüz bir büyücü olduğunu anlamadığı belliydi. “Ne konuda olduğunu öğrenebilir miyim?”
Alèsan başını bahçeye çevirdi ve ağaçlardan birini gözüne kestirdi. Hızla asasını çekti ve ağaca doğrultup içinden geçirdi. Expulso! Grimsi bir ışık asanın ucundan süzülüp ağaca çarptı ve aynı anda ağaç bin bir parçaya ayrılarak patladı. Gülümsemesini bozmadan profesöre döndü.
“İçeri girebilir miyim?”
Profesör, şaşırmış gibiydi. Gözlerindeki canlı bakış dondu. Geri çekildi ve Alèsan’a içeri girmesini işaret etti. Alèsan’ın arkasından da kendisi içeri girdi. Hemen kendine rahat bir koltuk bulup oturan Alèsan’a baktı.
“Sizi dinliyorum.” Sürekli etrafına bakıyor gibiydi. “Neden bu kadar gergin olduğunuzu anlamıyorum. Buraya yardım istemeye geldim. Sizi korkutmaya değil.” Bu tam olarak doğru sayılmazdı. Yardım isteği reddedilirse korkutmak zorunda kalacaktı. Profesör hiçbir şey söylemedi. Alèsan kağıdı çıkarıp uzattı.
“Bu kağıtta yazan dili biliyor musunuz diye soracaktım.” Gülümsedi. Adam daha rahat gibiydi. Kağıdı alıp baktı. Bir süre sonra ciddi bir ifadeyle Alèsan’a döndü.
“Bunu nereden buldunuz?” “Bunun konumuz olduğunu sanmıyorum.” “Üzgünüm, yardımcı olamam.” Kağıdı geri uzattı. Alèsan sinirli bakışlarını ona doğrulttu. “Yardımcı olabilirsiniz. Ve olmanızı istiyorum.” “Üzgünüm, bu dil çok eski ve ben, tamamını bilmiyorum.” Korkmuş gibiydi. “En azından deneyebilirsiniz.” Alèsan gülümsedi. “Bakın, gerçekten yardımcı olmayı isterim ama böyle bir işe bulaşmamanız gerekiyor.” “Ona ben karar veririm.” Profesör bir şey söylemedi. “Beni zor kullanmak zorunda bırakıyorsunuz.” Yine hiçbir şey söylemedi.
Alèsan, buz mavisi gözlerini onun gözlerine dikti. Legilimens! Birden, Alèsan’ın zihninde kendine ait olmayan anılar belirdi.
Ölüm yiyenler bir evi basıyor ve… Evli gibi görünen bir kadın ve bir erkek kavga ediyorlar. Biri asasını çekiyor ve… Hogwarts’ın Eski Yazılar dersliği, bir Ravenclaw öğrencisi profesöre yaklaşıyor ve… Güzel bir kız, yaklaşıyor ve… Bu kasaba, evin önünde taşıma kamyonları var…
Alèsan, bu anıları öylece izledikten sonra aradığı şeyi bulmak için profesörün zihnini karıştırmaya başladı. Yakınlarda bir yerde kendini gördü. Gülümsüyordu. Gerçekten bu kadar cezbedici mi gülümsemişim?
Ve sonra kağıdı gördü. Baktı ve zihninde kelimeler belirmeye başladı.
Ona ulaşmak… Sırlara yakın… Kötü muggle’lar…
Ve bir anda, bütün bu kelimeler birleşti.
“Ona ulaşmak istiyorsanız önce layık olmalısınız. Eğilip çizmenin gösterdiği yere bakmalısınız. Doğru yeri bulabildiyseniz, Sırlara yakın olabilirsiniz. En kötü Muggle’ların evini bulabilirseniz.”
Bu ne demekti? Alèsan, düşünmeye devam etmek için profesörün zihninden çıkması gerektiğini fark etti. Gözlerini kapattı ve yavaş yavaş kendi zihnine geri döndü.
“Bu da neydi böyle?” profesör şaşırmış gibiydi. “Üzgünüm.” dedi Alèsan. “Fakat ne yazdığını bilmem gerekiyordu.” “Zihinfendarsınız, öyle mi?” ne kadar zekiydi böyle! “Evet.” Alèsan gülümsedi. Kağıdı profesörün elinden kaptı ve kapıya doğru ilerledi. “Teşekkür ederim.” Profesörün elini sıktı. “Görüşmek üzere!”
| |
| | | Remus Teddy Worep Seherbaz Bürosu Çalışanı ~ Zümrüdüanka Yoldaşlığı Üyesi
Mesaj Sayısı : 48 Ruh Hali : Nereden : Londra
Seviye RP Puanı: (78/100)
| Konu: Geri: Zihinfendar/Zihinbendar Alımları Ptsi Eyl. 07, 2009 9:46 am | |
| *Ad-Soyad:Remus Teddy Worep *Neden Zihinfendar/Zihinbendar olmak istiyorsunuz? Zihinbendar olarak zihinfendarların zihnimi okumaları olanaksız hale getirmek. *Hangisi? ( Zihinfendar/Zihinbendar) Zihinbendar. *Kişisel özellikleriniz? En belirginleri: *Hafif korkakta olsa maceraya atılmayı seven birisi. *Dostlarıyla ilgili bir problem olursa en önde gider. *Sürekli içinde bir düello yapma isteği vardır. *Rp geçmişin? Ağustos 2009 dan beri. +Bu özelliğe sahip olduğunu düşünerek yazacağın bir rp Yolda hızlı ve sabırsız adımlarla ilerliyordu.Daha yeni ZAY üyesiydi ve kimse ZAY'na üye olduğunu bilmiyordu.Birden karşısında azılı ve ünlü zihinfendar olan bir ölüm yiyen belirdi.Çabukça zihnini kapamaya çalıştı.Karşısından o da hızlı adımlarla ona yaklaşıyordu.Ölüm yiyen kafasını kaldırarak "Saat çok geç nereye gidiyosun?" dedi.Ted başını kaldırdı 1-2 saniye gözünü dikti ve,"Evime" dedi.Ölüm yiyenin bu cevaptan pek hoşnut kalmadığını anladı.Ölüm yiyenin bir zihinfendar olduğunu biliyordu.Hatta buna adı gibi emindi.Acaba geçen gece yolda dostuyla birlikte ilerlerken izlenmişler miydi?O gün zaten çok şüpheliydi.ZAY'na katıldıklarını biliyorlar mıydı acaba?Ölüm yiyen, "Dikkat et bu vakitler pek tekin değildir.Her an karşında biri belirip asasından sana bir yeşil ışık huzmesi salabilir." dedikten sonra pis pis sırıttı.Dişleri o kadar lekeliydi ki Ted'in midesi bulandı.Ölüm yiyen kafasını selam verir gib sallayarak gitti ve birden puf diye bir ses duydu.Hemen kendisi de oradan ayrıldı.
Hep kişi ismi vermeden yazıyorum kişileri ama daha bugün kayıt oldum isimleri pek bilmiyorum...
| |
| | | Evaline A. Brielle Uçuş Profesörü ~ Müdüre Yardımcısı
Mesaj Sayısı : 406 Nereden : İrlanda ♥
| Konu: Geri: Zihinfendar/Zihinbendar Alımları Salı Eyl. 08, 2009 11:26 am | |
| Stam J. Adams kabul edildin. Miranda L. Ramora kabul edildin. Alèsan Xanièla Queligie kabul edildin.
Wise Slytherin kabul edilmedin. Remus Teddy Worep kabul edilmedin.
*Profilinizdeki özel yetenek bölümüne, özelliğinizi ekleyin lütfen *15 gün içinde bana yeteneği aldığınızı gördüğünüze dair Pm atmazsanız, yeteneğiniz elinizden alınacaktır.
| |
| | | Kevin John Ronaldo Ravenclaw 1. Sınıf
Mesaj Sayısı : 15 Ruh Hali :
| Konu: Geri: Zihinfendar/Zihinbendar Alımları Cuma Ekim 16, 2009 2:28 pm | |
| Ad-Soyad:Kevin Ronaldo Neden Zihinfendar/Zihinbendar olmak istiyorsunuz?Zihinfendar olursam başkalarının hamlelerini anlamam ve o bana savaş açmış bir kişiyse onu yenmem kolaylaşır Hangisi? ( Zihinfendar/Zihinbendar)tabiki zihinfendar Kişisel özellikleriniz?henüz ünlüm yok Rp geçmişin?yok evapsie ye yeni başladım
O gün güzel bir gündü evde abimden başka bir kişi yoktu aklımdan şöyle düşünüyordum acaba Draco nerede diye amcam Draco dışarıda dedi ben ne diye irkildim amcama ben sana birşey sormadım dedim amcam bana aynen şu sözü söyledi ben bir zihinfendar ım zihinfendarlık istediği kişinin aklını okuyabilme özelliğidir sen şuan Draco'nun nerede olduğunu düşünüyordun ben bu düşünceleri teker teker okudum ve sana cevabı verdim,belki yakında bu özellik sende bile görülecek görülürse istediğin kişinin aklını okuyabilirsin ancak birde şu varki zihinbendar zihinfendar la ikiz güçlerdir zihinbendarl olma ihtimalinde var zihinbendarlık ise istediğin kişinin anılarına sahip olma özelliğidir yani sende her ikisininde görülme ihtimali var.Demekki yakın bir zaman içinde zihinfendarlık yada zihinbendarlık bendede görülebilirdi ancak ben zihinfendarlığın görülmesini istesemde buna zaman karar verecekti. | |
| | | Audrey E. Moreau Biçim Değiştirme Profesörü ~ Hufflepuff B.S ~ Eğitim Müsteşarı
Mesaj Sayısı : 740 Ruh Hali : Nereden : Paris
Seviye RP Puanı: (95/100)
| Konu: Geri: Zihinfendar/Zihinbendar Alımları Paz Mart 07, 2010 7:29 am | |
| Kevin Ronaldo, kabul edilmedin. Bu özel yeteneği sadece yetişkinler alabilir. Lütfen açıklamalara dikkat et. | |
| | | Desmond Roger Black Zümrüdüanka Yoldaşlığı Üyesi
Mesaj Sayısı : 31 Ruh Hali : Nereden : Nereyeee
| Konu: Geri: Zihinfendar/Zihinbendar Alımları Ptsi Nis. 19, 2010 12:07 pm | |
| *Ad-Soyad.Mydonosee ( Desmon Roger Black olucak )
*Neden Zihinfendar/Zihinbendar olmak istiyorsunuz? Amacıma ulaşıp bir ZAY üyesi olursam kullanabilirim , gerçekleri öğrenmek ve dizginleri eline almak büyük bir avantaj ... *Hangisi? ( Zihinfendar/Zihinbendar) Zihnebendar
*Kişisel özellikleriniz? Hemen sinirlenebilirim,gereken kişileri önemserim , önemsediklerimin kılına zarar gelirse çok kötü şeyler olabilir ... *Rp geçmişin? 1 tane yazdım ama daha değerlendirilmedi , Şimdi 2. yazacağım
+Bu özelliğe sahip olduğunu düşünerek yazacağın bir rp.Oldu yine olaylar dizisi ''Güzel bir gün beni bekliyor sanmıştım sabah güzel başlamıştı oturduğum köyde huzursuzluk olmazdı herkez bir birini tanır severdi kimse beni tanımıyordu yani lafın gelişi tanıyorlardı ama ölüm yiyen şeklinde tanımıyorlardı ben sabahları ailesiyle mutlu , köyünde yaşayan işe gidip para getiren bir adamdım onlara göre ama bugun öyle olmadı o caniler köyüme geldiler herkeze her şeye zarar vermeye başladılar aslında ilk önce umrumda bile olmadı ama o ses " Avada Kadavra " ve bilin bakalım kime geldi Karım o güzel karım Emma'ya asla böyle bir şey olamazdı o ölemezdi gibi geliyordu herkez bir yana koşuştururken sanki belinden bir kurşun girmiş gibi yere yığıldı o yeşil , yıldırım gibi olan ışıkla vurulmuştu . Her ölüm yiyenin bir ailesi olmayacak , bir duygusu olmayacak gibi bir şey yok o benden bir parçaydı onu alıp götürdü o ölüm yiyen artk herkez dağılmıştı sadece o 3 ölüm yiyen bir de ben kalmıştık birden uçmaya başladık karanlık dumanla içinde , hava birden karardı sanki hiç bir mutluluk kalmamıştı sadece kızgınlık vardı benim sayemde Emma için herşeyi yapardım 3'e karşı 1 bir kaç saniye bekledik ve birden ... 1. Ölüm yiyen : '' Sectum Sempra '' Ben: '' Protego Horribulus '' Hepsi aynı anda : '' Crucio '' ''1 Tanesi tam omzuma isabet etti uçarak bu iş olmayacaktı zaten bu gidişle beni yenceklerdi yeni bir taktik bulmalıydım ve aklıma en iyisinden bizim oralarda çok karmaşık ormanlar var oraya doğru uçtum ben oraları biliyordum bu benim en büyük avantajım oldu artık üstün olan bendim hepsi bir yandan gitti adım seslerin hepsini takip ettim'' ''1. ölüm yiyen tam köşeden geliyordu ağacın yanına saklandım ve arkasını tam dönücek iken : '' Pertificus Totalus'' onu bir yere sıkıştırdım ama arkasında iz bıraktım 2. Ölüm yiyen onu buldu bende zaten böyle olmasını bekliyordum Ağacın üstündeydim tam ona ''sectum sempra '' diyecektim ki onlarda az değilmiş aynı benim gibi 3. ölüm yiyen çıktı ve '' crucio '' , belki de beni öldürene kadar '' crucio '' diyeceklerdi ağızlarından 5 sn.'de bir crucio çıkıyordu , nasıl olduysa bir tanesi bayıldı ya da ben öyle gördüm ama birden düello sesleri geldi ve sonra biri bir şeyler söyledi tam olarak anlayamamıştım ama galba o benim oğlumdu onları nasıl alt ettiklerini bilmiyorum ama bir tanesini sadece bayıltmıştı bu benim çok işime yaradı çünkü ben bir zihnebendardım.Bu ölüm yiyenlerin neden buraya geldiğini , kimin gönderdiğini , korktukları şeyden tut , sevdikleri her şeye kadar bilebilirdim bu yüzden kendimi zihnebendarlık adına geliştirmek istedim tabii ki hak edenlerin zihnine girip , onların düşüncelerini okuyup işkence etmek içinde geliştirdim.Ölüm yiyenin zihnine girmek çok kolay olmadı daha önce bunu yaşamış ve oda dikkat şeklinde kendini geliştirmiş olabilir,zorladım ama iyi oldu biraz işkence yaptım ama tamam biraz demeyelim beni öldür diyene kadar yaptım , buraya onu karanlık lord yollamış beni beğenmiyormuş , benim gibi bir ölüm yiyen olamazmış , o kadar duyguluymuşum ki bir karıncaya bile zarar veremezmiş buraya benim karımı öldürüp intikam alma isteğiyle dolmamı ve çok daha kötü bir ölüm yiyen olmamı istiyormuş bu ona 3 ölüm yiyene patladı ama istediğini aldı Emma onlara daha kötü bir adam verdi ... '' Burdaki ölüm yiyenlerden biri ben oluyorum ama aklıma bunlar geldi ben ZAY'ye girmek istiyorum yanlış anlaşılmasın ... | |
| | | | Zihinfendar/Zihinbendar Alımları | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|